20081130

schadenfreude

ne midir?

kendisi ''bir başkasının acısından zevk almaya kadar yolu olan duygular silsilesi'' olmakta.
neden almanca halini başlık yaptım dersek gördüğümüz gibi tam karşılığı burdan çin'e yol yapacak bir uzunlukta.

neyse efendim bu kelimenin karşılığı olan hissin sahibi olmak başlı başına zor bir şeydir.

vakti zamanında 5 yazarın kombosu olan ''beşpeşe'' adlı bir kitap okumuştum ,kitabın kahramanı zehra kızımız annesinin ölümünü kendisine söyledikleri an komşularının onun yüzüne büyük bir tepki görme açlığı ile baktığından bahsetmişti. ''ölüm'' gerçekliğinin bir insanı ne denli etkilediğini görmek ve bu vasıta ile muhtemelen ölüm/hayat/din/tanrı döngüsü içinde kendi maneviyatına çeki düzen vermek.

belki çok iddialı belki de çok haksız bir etiket olacak ama dikkat edersek herhangi bir ölüm karşısında nedense onun hikaye ve rivayet kısımlarını sorgulamaktan zevk alan insanlar olduğunu görürürüz(belki biz de böyleyiz)
nasıl öldü acaba? giderken annesine sıkı sıkıya sarılmış, demek ki içine doğmuş gibi bir şekilde uzayıp giden konuşmalar olur insanların arasında. ben bunların kelimenin karşılığı olan anlamlardan bir tanesini karşıladığına inanıyorum; farkında olmadan bir başkasının kaybı ile maneviyatını güçlendirmek.

mesela hindistandaki saldırıda rehin alınan avukat kızın konuşmasını izledim geçen gün, çok rahattı ve tepkileri böyle bir dehşetin izlerini barındırmıyordu. cesetlerin olduğu yerlerden geçtiğini anlatırken neler gördüğünüz gibi bir soru yöneltildi,çevremize çok bakmadık zaten bakmak da gereksizdi gibi cümleler kurdu ve ben o dakika kızın bir an o gülümsemesinin kaybolmasını, ağlamasını ,titremesini bekledim.böyle bir durum sonunda karşımda görmem gereken insan yüzü böyle olmamalıydı diye düşündüm.
demek ki bu da bir başkasının acısından bir beklenti nedeniyle zevk almak oluyor.belki zevk almak tam olarak karşılığı olmuyor ama yine de aynı aralığı tarifliyor.

bu kelimenin karşıladığı anlamlardan biri de bir insanın acısından gerçekten zevk almak oluyor, kin ,nefret, aşk acısı mesela buna sebep olan şeylerdendir ya da beddua etmek.

neden bunları yazdım neden başlık öyle ,mi?

ben bugün schadenfreude eyledim.sakınmaya çalışsam da eyledim.bir başkasının bir değil 3 acısından justin timberlake/what goes around comes around havasında keyif aldım.

kaldırım mimarlığı

Önce toprak kazılır, kaldırımlar geçit vermez; sonra duraksarız kapısının önünde, ayağımızı eşiğe koyar, çantamızdan bir şeyler çıkarırız örneğin, ve böylece bizim olur mimarlık, hiçbir Gaugen’in olamayacağı kadar.

demiş Walter Benjamin.
ben de görüp arttırmak istiyorum;

Önce sokakta yürümeye başlarsın hatta yürümezsin koşarsın,acelen vardır,mevcut durumun mevcudiyetini koruman lazımdır, ayağını belediyenin yeni ''döşeyemediği'' bir kaldırım taşına çarparsın ve asla döşenmesi gerektiği şekilde döşenemeyecek olanın yerinde olan çamur önce ayakkabını sonra bünyeni sahiplenir.
Bir ülkenin medeniyet(sizlik)i kaldırımlarından belli olur derler ya bir dönüş yaparsak tam da bu noktada senin sahibin olur mimarlık. Hem de hiç bir anıtsal ve cazibe merkezi olmak adına göktaşı heybetiyle(!) temas ettiğin caddeye bencilce yerleşen alışveriş merkezinin olamayacağı kadar. Sahip olman gerekenlerin varlığını bilirken sahip olmak isteyemeyeceğinin yanıbaşında olduğunu anladığındır kötü mimarlık ve sana sahip olmuş olandır.
ps: Gaugen bir ressamdır.
ps2:sezon sonu indirimden sahip olmak öbeği aldım.

20081129

çevredeki onca kalabalığa rağmen onlarla aranda enteresan bir duvarın olması, her şekilde kendini yalnız hissedebilmen de vucuduna takılan platinin varlığını sana muhtelif aralıklarla hissettirmesi gibi bir şey.
insanların yüzlerindeki kırışıklıkların hücresinde gün dolduran tanrının duvara attığı çentikler olduğunu düşünüyorum. görevini ya da arınmasını tamamlamakta kararlı olan böylesine soyut varlığın somutluğunu tasdiklememize izin vermemek için bu yolu seçmiş olması kuvvetle muhtemel.

20081122

e.s posthumus/tikal

nefes alırken önce sağa,sonra sola sonra tekrar sağa bakıyorum.
o denli.