20110914

evet
bu yaşımda yine kapanışı my way ile yapacağım.söyleceğim ya da söylemek istediğim tek şey şu  görselde yazandan başka bir şey değil.
halas.
ve teşekkürler,
unutmuyoruz,aklımızda.

20110530

Nh3




harry potter günü yaptım kendime.adeta altın vuruş.ve tabi ki screenshot olmazsa olmaz.gördüğünüz karizmatik kraliçe harry potter ve felsefe taşından.sonrasını izleyen bilir ron ve atını yerle bir ediyor.en ingiliz aksanı ile ''lovely''

20110527

beşinci günün şafağında doğuya baktım gandalf bana bakma ben senin bakman gereken yönde olurum bu sebepten işine bak dedi

olaya douglas adams gibi girmek ve geçirdiğim dönemleri zaruri eylemlerimle tariflemek istiyorum.aslında bakarsam evet insani ihtiyaçlarımla gayet paralel eylemler mesela.
bu 4 sene içinde her üzüldüğümde banyo yaptım
çok fazla sıçtım.iki anlamda da çok fazla.
çok az yemek yedim çünkü unuttum ya da yemek yemek istemedim.
çok fazla hasta oldum çok fazla ağrı çektim bu esnada dünyamdaki tüm sıkıntıları topladım ve hepsinin acısını yaşıyorum kafasına erişip daha çok ağladım.
daha çok ağlayınca burun daha çok kanıyor.
daha çok anne dedim.
daha çok amına koyayım dedim.
daha çok nefes aldım.
ya da annemlerin kızdığı ve ara ara icra ettiğim şu sigara konusunda sigaradan daha çok nefes aldım.
4 sene geçti.geçirdi de.ve bu geçirerek geçme eylemi-sözlükte bunun için ayrı bir sayfa olmalı- çok yavaş oldu.
ama sanki bir stockholm sendromu olmuş ya da ben öyle sanıyorum(bak hala insanın doğası üzerinden gidiyorum)
ya da bir öğrenilmiş çaresizlik.
bir ürperme
bir -o aynı hırkaya hamle ederek- giyinme halleri.
bir 15. katın tepesinden sabahın4ünde insanlığa bakma halleri.
doğal yaşama salınalı çok olmadı ondan böyle herhalde.
lan neyse
evet ya lan
ben normalde çok fazla lan demeyen biriyim en azından yazarken,konuşurken kapalı bir ortamda küfür eden lanlanan biriyim ama hakikaten lan neyse
şu uykudan kalktığında üzerine yapışan salaklık hem tatlıdır hem de aşılması gereken bir şeydir ya o yüzden yazıyorum ki yüzümü yıkamışım da uykum açılmış gibi olsun.çünkü yazdıklarını somutlaştırıp(su gibi) onunla yüzleşmeyince olmuyor.
düşünmek düşünmek yetmiyor değil seni kendine -somut olmayışından sebep-getiremiyor bazen.

photoshopa giriş










evet biliyorum bunlar amele zamanlar.

20110526

stp

zorunlu eğitim boyunca öğrendiğimiz her şeyi günlük hayatımda kullanmaya çalışma manyağıyım.o kadar formül ezberledik duruma göre ispatladık,kafa yormak,kafamız yoruldu,hayattan bezdik,bir faydasını görelim değil mi?
n.ş.a'nın hastasıyım.sözel ya da eşit ağırlık öğrencisinin bilmeyeceği şekilde ''normal şartlar altında'' demek ve 0 santigrad derece ve 1 atm basinç altında bulunmak durumunu karşılıyor.haksızlık safına geçmeyi çok seven ya da iletişimlerde kolaylıkla karanlık tarafa geçebilen biri olarak yine de bir n.ş.a şartı koyuyorum kendime ya da iletişime.böylece değerlendirirken anakronik olarak değerlendireceğimiz türden bir hata yapmamak adına iki tarafın şartları birbirine eşit olduğunda kıyaslamayı,eşitlemeyi,saldırmayı uygun görüyorum.
demek istediğim iki farklı durumda her şey farklıyken(özellikle zaman,mesafe,mevsim ve diğer tüm şartlar) değerlendiremezsin.kıyaslayamazsın.
bunu yapma.
yanlış ya da hatadan öte bir şey bu haksızlık.daha fazlası ise cahillik oluyor ki bu safhada kişinin üstünde en kötü duracak yaka iğnesi bu olsa gerek.

20110523

noldu lan böyle

magneto


x-men'i hep sevdim.mucizeye inanmak isteğinden olsa gerek.neyse efendim güçlerini köküne kadar kaybeden magneto'nun eye of the tiger çalması muhtemel olan ortamda gücünü geri kazanması ile alakalı bir örnek görüyoruz.(bkz:resim1,2)(ucundan azıcık)
ben de evde böyle böyle çalışıyorum.autocad ekranına bakıyorum mouseu hareket ettirmeden çizimin biteceği düşüncesini arka koltuğa koydum şimdi yavaştan abanıyorum duruma göre fordluyorum.fon müziğimiz sabit

20110522

fuckity


başkasının yapacağı işlerde bile o iş eğer ki ilgimi çekiyorsa ya da benim için önemliyse bırak ben yaparım kafası yaşadığım doğrudur.tabi bu noktada ailem ve bir takım arkadaşlarım hadi lan diyebilir.çünkü uzunca bir süredir aksini yapıyorum.neden?
çünkü yoruldum lan,valla yoruldum,kendimden yoruldum.bu sebepten bazı şeyleri bazı insanların üstüne yıkıyorum.atlas diyebilirsiniz bana.maksadım kalıcı olmaksızın sırtımdaki şu dünyamı ya da dünyayı ya da dünyamızı size emanet etmek.sonra cenin pozisyonunda 1 2 saat kestirmek.çizim yaparken yorulunca hep böyle yaparım.ağrı mağrı kalmıyor biliyor musun?
evet işte bu sebepten sırtınıza yüklemeye çalıştım bazı şeyleri.kiminiz sikerler dediniz kiminiz sessizce kayboldunuz kiminiz sesinizi çıkarmadan ara ara yükümü almaya devam ediyorsunuz kiminiz ise hem yükümü alıyor hem de dır dır dır konuşuyorsunuz kiminiz ise alacakmışçasına heyecanlandırıp nah'ı çekiyorsunuz.
olsun yahu ben akıllandım bu sefer,tüm kişilerdeki çekimleri ile dünya kelimesini ben taşırım sırtımda ya da önce o dünyayı yaratacağım mı demeliydim?
evet evet kesinlikle
ben o dünyayı yaratıyorum ve bu sefer sırtımdan kimse alamayacak,almayacak,ben istesem de yeltenemeyecek,çünkü ben anladım el elin dünyasını sağa sola çarparak taşıyor.gerek yok ne dünyamda hasar olsun ne ben buna sinirleneyim dünyanızda hasar yaratayım
özet geçersem en amiyane tabirle en başından beri yiyebileceğim belli olan bu yarrağın altına yatıyorum.
görüşürüz.

ss

her zamanki daldan dala atlama hallerime geçmesem olmaz tabi.hep burası böyle şurası şöyle olacak diyecek kafamda arsaları ayırıyorum ama olmuyor.her neyse.böyle bir film vardı.mesaj net,yalansız dünya vs vs.tabi ben bunu paylaşarak yalan söylemeyin demiyorum ya da yalan söylemiş birine ayar vermiyorum.zira bu tür şeyler fazla atp harcatıyor insana.demeye çalıştığım o ki screenshot seviyorum.ve bundan sonra evvelden de yaptığım üzere screenshot dayamalarım ile huzurlarda secde ediyor olacağım.

20110518

ortak parantez



dediğim gibi son iki seneyi bu öbeklerin ortak parantezine alabiliriz.sonra n.n+1.n+2 diye uzatıp gideriz çin seddi ile yarıştırırız.doğan günün şafağına doğuya baktım gandalf'ı gördüm;''zaman kötü bence gerçekten kolla götü'' dedi.

20110503

stream of consciousness

sene 2011 ve ben her zamanki gibi virgülsüz noktasız bol devrik cümlelerin hesabındayım.nereden başlayacağımın muhtemelen önemi yok çünkü düşündüğüm hızla ve şekilde yazıyorsam belli bir düzenin ortam şartlarında lüks olduğu gerçeğini kabul ederek adımı atmışımdır.evet 2011 demiştim.2011 ve hatta hala 2011.sürekli 2011.çünkü 2011in yaptıklarından başka bir şey düşünemiyorum şu aralar.kendi içimde beddualardan bir demet yaptım, methiyelerden (!) çin'e yol yaptım.ya da çin seddi ile yarıştırıyorum uzunluğunu.şu oldu bu oldu şu şunu yaptı.bu bu konuda ibneydi demeye bile gerek görmüyorum.nitekim her zaman üst ölçek insanıydım.detay sapığı olsam bile büyük resme ya da resim değil o fotoğrafa bakmayı biliyorum ve böylece daha büyük üzülüyorum ya da şaşırıyorum diyelim.evet şaşırmak.2011in resmi kelimesi şaşırmak ve 2011in resmi teması ibnelik.bu noktada küfür etsem mi bilemedim.gerçi küfür etsem ağzımın ayarını bozsam iyi olur.zira sızdırmak ve kirlenmek iyidir.sonuçta sana faydası oluyor.değil mi clarissa? bir gün yaşamak bile çok tehlikelidir diyorsun.camus de ya da meursault da aynı şeyi söylüyor.dünya üzerinde bir gün geçirmek yeterli anımsamak için hayalinde canlandırabilmek için ya da istiyorsan acı çekmek için ve ya kendini öldürmek için.neyse neyse neyse. yazdığım hızla neyse yani neyse/3 km/saat .kaçındığım halde uzak kalamadığım kişilerin de kalmasını sağlayamadığım bir şey plastik deformasyon.her ne kadar teknik terim olsa da hayatlarımız üzerinden değerlendirdiğimde çok doğru ya da çok acı olduğunu anladığım bir şey. ve ben ya şu süper kahramanlı filmlerdeki tiplerden biriyim ya da koku yorgunluğunun farklı bir versiyonunu tecrübe ediyorum.şükürler olsun mu demeliydim yoksa? bir ''unbreakable'' olup en küçük dokunuştan japonya'daki o kocaman deprem şiddetinde etkilenmek ister miydim bilmiyorum.şimdi neyselerim hızlanıyor ya da ben ters yönde çok hızlı ilerliyorum.ne demek istediğimi fizik dersi almışlar bilir.bilin ya da.şaşıran insanın ağzının açık kalma oranı ya da mesafesi üzerinden ilerlemek üzereyim.öyle ki o açıklığı sabit tutmak istiyorum böylece her seferinde şaşırıp sonrasında aç kapa artema yapmak suretiyle suratımın kırışmasını ya da çene kemiklerimin eprimesini ya da enerji harcamayı reddediyorum.hem temkin dedikleri bu olsa gerek değil mi? bence de.yenidoğanların neden ağladıklarını hepimiz biliyor olmalıyız henüz hava girmemiş o ciğerlere zbam diye hava girince tabi ki canın yanacak.benzer şekilde hissediyorum.ama bu hissin bir kere olması gerekiyordu.böyle anlaşmamıştık ama değil mi tanrıcığım?işte bu noktalarda tam bir mimar oluyorum ve senin her yaptığını eleştirmek istiyorum.tıpkı o fıkrada olduğu gibi.biraz ara verdim akışa.ve direk sıkıldım.çünkü hep böyle oluyor şunu şunu yazarım diyorum sonra birden onu yazı ile ifade etmek bana çok ucuz geliyor.aklımdaki muhteşemliği ile kalsın ya da ben doğru cümleleri bulana kadar bekleyeyim diyorum sonra unutuyorum.sonra diyorum ki leonard olsam sınırsız deri yüzeyim olsa onu çekiştirebilsem hatırlamak adına yazdığım her şeyi derimi çekiştirmek suretiyle gözümün önüne getirebilsem vesaire vesaire.şimdi yazının sonlarına geldiğimi hissediyorum sakince olaya son veren bir düşünce bulmam lazım gibi geliyor halbuki değil.çünkü hiçbir şey yok.ya da her şey var.en azından görmek isteyen için mevcut.zaten hep böyle ilerlemedik mi? görmek isteyenler için diye diye bunu yaptık.bundan sonra işi nihat beyan'a devrediyorum.gerekirse boş kağıda imza attırarak ilerleticem süreçleri.
atom bombacı amcanın dediği gibi bunun öyle ya da böyle bir şekilde olacağını hesaba katmalıydık.
değil mi?