20071126

en

nihayetinde leonard gibi yürürken,düşünürken,konuşurken,nefes alırken aklıma gelen, hayalimde ampül gibi parlayan şeyleri vucuduma yazmaya yeltenicem-yelteneceğim-** o olacak.
bu aynı yeni kalktığınız yatağın sıcaklığı gibi.
dönmek istiyorsunuz çünkü o sıcaklığı hatırlıyorsunuz ama dönemiyorsunuz neden işiniz oluyor.sonra bakıyorsunuz yatak soğumuş
ha yatak soğumuş ha kendinizi bu konuya istinaden doyurucu şekilde düşünebildiğiniz için mest eden düşünce kaybolmuş

nazarımda bir fark yok
bu bağlamda ne diyoruz

bir sana* doyamadım bir sabah uykusuna ya da o yatağın sıcaklığına




*2. tekilimde hevesi kursağımda kalmış düşüncelerim mevcut.
** yeltenicem ,yapıcam edicem yazışlar bir şekilde rahatsız ediyor ama gezeceğim ,göreceğim,görürsün sana neler edeceğim gibi uzatmak da beni yorabiliyor.iyisi mi siz çoktan seçmeli bu blog ortamında size uyanı,uyduğu için koyanı seçin.

20071124

ve her türk devletinin kaderinde olduğu gibi bu devlet de bölünecekti...

bir şekilde doğu batı olarak ayrılmak gerekli galiba artık.
yeterince kişisel sağaltmaları yapıp düzlüğe varmış olmalıyım bile.
ee bu dakikadan sonra bölünelim ki çoğalalım değil mi
değil mi?
daha fazlasını isteyin tabi
ama önce bekleyin

film başlamadı
önce relaks

öperiz

duygusallğımın dekoltesi

burda yani burda kelimesinin altına sakladığım linkte romantizm konusunda kendimi aşmış olabilirim.ya da benim için ilk oluyor bilemiyorum.
yavaş yavaş abisi.yavaş yavaş.

reklam yapmak hastalıklı bir zevk bahşediyor
siz de edinin.

kâr zarar problemi

bir günü diğeriyle aynı olan zarardadır denmiş ya;


bir günü diğeriyle,diğerinin önceki günüyle,diğerinin öncekinin önceki günüyle,diğerinin önceki gününün önceki gününün öncekisiyle,diğerinin önceki gününün önceki gününün önceki gününün öncekisiyle aynı olan ne yapmaktadır?

lütfen acımasız olun ve söyleyin.

20071123

ağlayan çocuğa meme vermesinler lütfen

Ağlamaktan bahsetmek istiyorum biraz.Bunu sayfaya bir adet gözyaşları ha düştü ha düşecek ,dudakları büküm büküm bükülmüş bir bebek koyarak katmerleyebilirdim.ya da sensiz geçen geceler içime kor gibi düştü ağdalığında bir iki kelimenin serpiştirildiği ,10 metre uzaktan gören kişinin bile bunun aşk acısı çeken bir ablamızın görseli diyebileceği görsel ile durumu daha da arabesk bir noktaya taşıyabilirdim
ama yapmıyorum.
insanlara göre toplum ortasında ağlayabilmek cesaret işidir,bunu yapan cesurdur hatta erkekse ağlamaya yeltenen gerçek erkektir falandır filandır.
YOK ÖYLE BİR ŞEY.
ben insanların bir başkasının acısından orgazmik keyif aldığını düşünüyorum,ağladığınız ,sızladığınız acınızı onların anlayabileceği bir alfabe bile tanımladığınız her an onlar için daha anlaşılır daha kabul görülebilir olacaksınız.
ağla yavrum ağla ,açılırsın.
tabi ağladıkça hatta ağlamamla geçen sürede boyunca siz de bana acımak,benim için endişelenmek için yeterince zaman harcayabilmiş olun ,bundan hem keyif alın çünkü acı insanı güçlendirir bir şekilde herhangi bir şeye inancı güçlendirir,hem de düşünme şansınız olur.empati yaparak, bir durumu tecrübe etme şansınızı kasten kaçırarak yaşamış kadar olursunuz,insan üzerindeki etkisini görmüş olursunuz.
bedavadan hayat tecrübesi al işte!!
benim illa ağlamam mı gerekiyor düşünülebilmem için,illa sümüğün ve gözyaşının bir şekilde beni boğması mı lazım?
ben bu kadar zorlanıp ağladıktan sonra rahatlamam şart olacak ki hep öyle olur sonrasındaki o rehavet ağlamamın nedeni olan şeye katkıda bulunacak mı?
HAYIR
aslında kişisel gelişim için acı çekilmesinin şart olduğunu düşündüğüm,insanların bu gibi durumlarda meramlarını anlatamayıp kudurmasının içe dönüş yapıp kendini bulma çabasında etkin olduğuna inandığım için böyle düşünüyor olabilirim.
ama açıkçası burunlarına ya da gözyaşı deliklerine hatta giderlerine kumandalı bir musluk takmışçasına zart zurt ağlayan insanlar görmek rahatsızlık vermeye başladı.
ağladığımız zaman hiçbir şey düzelmiyor neden anlamıyorsunuz?
sadece o insanın sizin acınızı kullanmasına neden oluyorsunuz.elinize geçecek olan bir iki saçma söz olacak bunlar da üzülme,dert etme,ah canıııııııııııııııııııııım,kıyamam derinliğinde(!) kalacaktır.
ben ağlamayı reddeden bir insanım ne umuma açık yerde ne de kendi başıma kaldığımda.
ağlayamamak güzel bir şey, sorunlarınızı ayakta tutuyor ve odaklanabiliyorsunuz,devinebiliyorsunuz,çağrışıp, ağlamanıza engel olsun diye aklınıza başka başka şeyler getirmeye çalışıyorsunuz,boğazınız acıyor belki ama bu ağlamanız sonrasındaki o acıdan daha fazla değildir.
ne zaman ki ben ağladım ,ağlamanın verdiği o GERİZEKALI rahatlığın getirisi olan her şey düzelecek umuduyla başbaşa kaldım,
sonra ne oldu?
hiçbir şeyin düzelmediğini gördüm ,en azından ağlayarak
halbuki bir şekilde bu tıpaladığınız sorunun musluğunu biraz açtığınızda az da olsa rahatlama hissediyorsunuz bunu da sorununuz -kamusuna- mal etmeye yelteniyordunuz değil mi?
işte bu noktada ağlamanın hatta gözyaşlarının çok kaypak,çok ibne ve çok düşman devletlerle işbirliği içinde olduğunu söylerim.
ağlamayacaksın ki odaklanacaksın,
hele ki umuma açık yerde ağlamayacaksın ki insanların saçma sapan acımalarından mahrum kalacaksın,onların yersiz desteklerinden uzak kalacaksın.
sorununu sen çözene kadar dış güçlerin getirisi olan hiçbir umuda bel bağlamaycaksın.
ağlamamak kabız olmak gibidir,potansiyelinda barındırdığı her şey senin tarafından şekillendirilebilir.kin olur,intikam olur,yazmak olur ya da başka bir şey
ama ağlamaya başladığın an bu potansiyel kaybolacaktır
sonrası?
bir başka ağlayamamaya kadar depolanma süreci.
hadi bakayım

20071122

terminus


Bu kısa film Kanada yapımı ve Toronto Film Festivalinde ödül kazanmış
burda kendisi ile ilgili ayrıntılı bilgi mevcut.

20071121

boş zamanda ilham ,ilhan,hakkı falan hiçbiri uğramıyormuş onu farkettim.
ya da boş zamanında seni sorunlarınla başbaşa bırakayım nezaketini gösteriyor kendileri.

20071120

yalvar-t-mak

bir de bunla alakalı durumlar vardır.insanların kendi dirençlerini kırıp acizliklerini dile getirmelerindeki kişisel miladı görüp daha fazlasını istemeler.
bir kere söyledin mi aciz olduğunu,bir şeye ihtiyacın olduğunu bunu ağdalı bir şekilde sürekli gözlere sokmanı isterler.
aslında buna şaşırmıyorum,uzun süredir insanların bir başkasının acısındaki şiddetten hastalıklı bir zevk aldığını farketmiş bulunuyorum.
ama neden tenkit ettiğin bir durumun sürekliliğini tetikleyici şeyler yapılır?
düştüğünü söyledin mi?o zaman fazlasına da katlanmalısın,durup dururken ağlamaya,yalvarmaya,dilenmeye,kıç yalamaya
yeter ki tatmin edilecek olan vicdanlar doygunluğa ulaşsın ve amaca ulaşılsın.
bu bağlamda ihtiyacı olanın,yardım isteyenin tetikleyici olduğunu düşünmekten öte bu duruma bunu görüp kendi hallerine şükretmek,durumu tenkit etmek,bazı bazı bundan zevk almak için sotede bekleyenlerin sebep olduğunu düşünüyorum.
evet tam da böyle düşünüyorum.
ihtiyacım var ki dile getirmişim ,belki de getirememişim,yüzümdeki ifade ile ima etmişim daha fazlasını istemenin ne gibi bir faydası olabilir?
hastasınız hepiniz.
bunu yaparken yaptığını farkedip kendini yakalayan buna rağmen devam eden herkes hastalıklı.
yeri geldiğinde ben bile.

20071119

No one can stop us now
'Cause we are all made of stars


noel baba da gerçek tabi.

20071117

özet(!)

*bu son derece kişinin kendi kendine konuşması durumuna örnektir.bir insan kendi kendine sararak nasıl ikinci tekili bağlayan ama onun haberi olmayan kararlar alır,hatalar yapar bunun göstergesidir.

336
00:24:28,664 --> 00:24:31,564
Selam Isabelle. Merhaba.

337
00:24:32,864 --> 00:24:35,764
Merhaba.

338
00:24:37,964 --> 00:24:39,364
Merhaba Isabelle.

339
00:24:40,964 --> 00:24:43,864
Merhaba Isabelle. Isabelle.

340
00:24:53,664 --> 00:24:55,864
9 saat 37 dakika erken başladım.

341
00:24:56,063 --> 00:24:58,763
Bu iyiye işaret çünkü
toplam 577 dakika eder.

342
00:25:00,563 --> 00:25:02,163
Asal sayı.

343
00:25:05,863 --> 00:25:07,563
N'aber Isabelle?

344
00:25:30,063 --> 00:25:31,263
Geç kaldım.

345
00:25:31,463 --> 00:25:34,563
İronik bir durum çünkü 9 saat
23 dakika erken başlamıştım.

346
00:26:06,763 --> 00:26:08,163
Bu saatten sonra...

347
00:26:08,363 --> 00:26:09,863
...muhtemelen gitmesem
daha iyi olur, ne dersin?

348
00:26:15,063 --> 00:26:17,363
Yani çoktan gitmiştir.

349
00:26:17,863 --> 00:26:21,163
Yok eğer gitmediyse, beni gördüğünde
gerçekten çok sinirlenecek...

350
00:26:22,462 --> 00:26:24,662
Ve ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

351
00:26:24,862 --> 00:26:27,262
Ne söyleyeceğimi bilemediğim
zaman nasıl olduğumu bilirsin.

352
00:26:28,362 --> 00:26:30,762
Muhtemelen gitmesem daha iyi olur.

yani


çok fazla şey yazılabilir.yazılmalı da.ama biliyorum ki kelimeleri kullandığım an aklımdaki o anlam aklımda olduğu halden çok daha başka bir yöne doğru yol alıyor olacak.
eli korkak alıştırmak oluyor bu muhtemelen.ama her konuda değişkeni benim belirlediğim bir ortamda biraz da olsa kendime bağlı bir mükemmeliyetçilik beklemek ya da istemek çok mu şey?
baktığımda,anı hatırladığımda days go by diye mırıldanıyorum.
oldu da bitti.maşallah mı denir işte onu bilemiyorum
''this is your life and it's ending one minute at a time''
''this is your life and it's ending one minute at a time''
''this is your life and it's ending one minute at a time''
''this is your life and it's ending one minute at a time''
''this is your life and it's ending one minute at a time''
''this is your life and it's ending one minute at a time''
''this is your life and it's ending one minute at a time''

20071115

___________________________________________

''bir insanın kendine layık olamaması onun kişisel kıyametidir''

bunu ben yumurtladım.

eeee ne denmiş
kişi -maalesef- kendinden bilir işi.

.

hayatının içine sıçan bir insan olarak neden 'bulmak istediğiniz gibi bırakın' uyarısına uygun şekilde davranmıyorum bilemiyorum.
halbuki bu gibi konularda çok hassas bir insanım.
---------------------------------------------------------------------------------------------------

beni öldürecek insanlar arıyorum ve ciddiyim.



---------------------------------------------------------------------------------------------------

i against i kadrosundan benliklerim arası savaşta şu an yazan kişi olan ben yenilmiş durumdayım.
acaba pollyanna bayiliğim varmış gibi takılıp allahtan yabancıya gitmedi zafer diye sevinsem kendimi kandırabilir miyim?

sanmıyorum

-------------------------------------------------------------------------------------------------
this is now
just forget the past diyor j.j.j.

geçmişe bakamıyorum çünkü acı verecek kadar özlüyorum
yine bakamıyorum çünkü devamında acı verecek kadar kötüyü hatırlıyorum
bugüne bakamıyorum çünkü geçmişin sopası rahat durmuyor
yine bugüne bakamıyorum çünkü geleceğe sarkan geçmiş/şimdi zincirlemem var.bakmaktan korkuyorum
geleceğe gözlerimi çevirdiğim an zaten nefesim kesiliyor.
sonrasını hatırlamıyorum
bir insan acaba her bir zaman kipinde nasıl bu kadar çuvallyabilir?

işte bunu düşünüyorum sürekli.

=

esasında düşünsel açıdan kabızım ama gayet kaos ishali yaşıyorum.

düşünsel bir toksik şokun böyle şeylere neden olabileceğini kim bilirdi




?

20071114

,

kullanmayı sevmiyorum.


ardışık aralıklarla aynı hataları yapabilme becerim beni benden alıyor.

--

hobilerim arasında aklıma sokayım demeler var bu aralar
zamanla olan tensel uyum sorunu nedeniyle trenleri etkileyici bir şekilde kaçırmak var
müzik dinlemekten tiksinmek de cabası
hayatınızda bir çok şey tersine dönmüşse ,zevk alarak yaptığınız şeyleri kısa sürede zevk almayarak yapıyorsanız bu hızıyla doğru orantılı olarak sizi rahatsız ediyorsa gerçekten
ya çok yanlış yoldasınız
ya da gerçekten panik ataksınız.

-

baktığım zaman birden fazla duyguya nail olmamı sağlıyor.bu sinirlendirici.
gerçekten sinirlendirici.
yükseklik korkusunun tam tersi varsa ya da yükseklik korkusunun yükseklik korkusunu duymanıza neden olacak kadar yüksekte olmadığınız zaman sizin içinize gelip yerleşmesi gibi bir durum varsa eğer ,işte o buna baktığım zaman hissettiklerimdir.

kulaktan kulağa

benden duymuş olmayın ama aşağıda yazılmış olan adını vermek istemediğim virgül kullanmayarak bu cümlenin anlamını kaydırmama neden olan yazı ile başlığı arasında 7den fazla fark var.
bunu da beyanattırmışken gitmelerin sevdalısı olmalı
çernobil kadar etkili olan radyasyonlu tuna kiremitçi romantizmi ile reverans ede ede en başarılı olduğum şeyi gitmeleri icra etmeli.

virgül nerde derseniz suya düştü inek içti falan da filan da diye devam ettirebilirim.ama bunun yerine istediğiniz yere koyun anlamlarınız sizin olsun,uysa da koyarım uymasa da koyarım palasta konaklayabilin diyorum.
ciao bella/bello.

breaking glass hatta j.j.j.

çok fazla şarkı var aklımda.o kada rçok ki durumlarımı onlarla etiketlemeye çalışırken birbirleriyle çakışıyorlar.sistemde hata yaratıyorlar
bir de onlara kafa yormalarda indirir misin beni evladım diyorum şöföre.
belki de önümde öyle beter günler var ki ben o gibi durumlarda eşşek eforu gösterip heba olacağımı bilmediğim halde bilinaçltım bildiği, olmadı altıncı hissim hissettiği için bu gibi yayış görünümlü fetretteyim.
ben de bilirim bana da lo lo lo yaparsın artık demeyi
ya da o da seviyor bu da seviyor
vs vs demeyi
ama işte serde ödünç altığımız 40x zoom etkili gözlerle içe dönüp irdelemek var be canım.

canım derken bu hitabeti de göğe saldım gaz misali.bulan bana geri getirsin.

öpüyorum kokulu kokulu,ne de olsa hayatımın çok az oranında tam gaz ciddiyet timsali olabildim.

böyle gelmiş böyle gider ama tam da linda perry yorumuyla

önce bir şey düşünerek başlamalı diyorum
sonra vazgeçip gidişatın kucağında meşk edeyim diyorum
biraz daha sonra bunları düşünerek neden zaman kaybediyorum diyorum
biraz biraz daha sonra ilgimi çok daha başka bir şey çekiyor ona istinaden düşünmeye başlıyorum
hatta sondaj kontenjanından düüüüüüüüüüüşünmeye başlıyorum.
daha sonra bunlardan tam uzaklaşmışken hani popodan kan alma uygulaması ile birebir uyuşacak şekilde bu durumların benim aklımı zaptetmesini ve bu maraz-ım-a istinaden cümle kurmama neden olduğunu idrak ediyorum.
bu pazardan ucuza aldığınız bir şeyin pazarın pazarından ucuzun da ucuzuna alındığını bir şekilde öğrenmeniz gibi oluyor tam olarak.
bunu takip eden ve bu durumlarda dolduruşa getirdiğim günlerin ardışık herhangi bir gününde ise tüm bunların asıl yapmam gerekenlere odaklanmamı engelleyen 'şey'lerden bir kaç tanesi olduğunu öğreniyorum.
böylece aşağıdaki embesillik timsali olan pudra hareketlerinden hangisi 'günümü geçiriyorum,bir önceki günümle aynı olan bu günüm nedeniyle kendimi zararda hissediyorum'durumlarına cevaptır?gibi sorulara e)hepsi şıkkını işaretlemek suretiyle cevap veriyorum.
hayatımda kesin olan tek şey galiba 7/24 sektirmeden düşünebiliyor olmam.
bunun da aşırı düşünme nedeniyle bünyede ilistir etkisi yaratacağını aklı başında bir insan olarak tahmin edebiliyorum ve artan bir ivme ile yaklaştığım beyin ölümüm için yerli yersiz okunan 'sela'lar ile antreman yapıyorum.

iş bu cümle setiyle topladığım bunca kelime arasında ali ata bak basitliğinde -tarafımdan- oldurulamayan-lar için özürlerimizden bir rulo yaparız
düşünürken hayatımdan yine yine yeniden zaman çalmama engel olmadığınız için,verdiğiniz geçiçi rahatlık için teşekkür ederim.

(o değil de bunca ulusa sesleniş tribim ya da okuyan birileri varmış gibisinden 2. tekil muamelem de hayırlara gitsin.)
si yüğ leytır elegeytır.

20071111

ardiye

esasında ardiye de olabilirdi buranın adı.bir gün işime yarayacağını düşündüğüm her türlü harfi burda bekletiyorum çünkü.hatta şu dakika kullanılması gerekenleri de kafa yorup zaman kaybetmemek adına çağrışımları ile buraya yığıyorum ki böylece bana neleri anımsattıklarını da unut-a-mayayım.
ama bu geleceğe yolculuk yapmaya çalışmak gibi oluyor ya da düşüncelerini bir taşa sarıp ileriye atmak ,geldiğini sandığın o gün taşa sarılı o fikirleri bulmak ve tam da bugün bana hatırlattıklarını en taze haliyle o gün anlamlandırmak.
yani bir şekilde zamanımda kırılma yaratıyorum,bugünün işini yarına bırakıyorum ve ardiyenin işe yarayabilirliğinin yanında bir de açtığım zaman üstüme düşmesi muhtemel olan anlamlar,harfler ve anılar potansiyeli yaratabiliyorum.
bu noktada da düşüncesiz,umarsız ve bencil tavrımı sergilemekte 'burnumun dikine giderim ben' olaylarındayım
hadi bakalım

! izle


yazıcağım çok şey var
şimdilik burda özümsenmeyi beklemeli.

20071109

rektuma giren ama açılmayan şemsiye unleashed
artık açılıyor ve saldırmanızı da sağlıyor

bu gibi cins buluş-diyelim artık- hastayım
su savaşında ideal

duyduk ve komaya girdik

çok cüretkar insanlar olmaya başladık galiba


10 üzerinden oha diyoruz

hayatın kaynağı,gerçeği hatta the fountainhead de derim.


Günlerden bir gün zamanın padişahı İstanbuldaki ermiş amcalardan bahis açıldığında çok methedilen Laleli Baba adlı kişiyle görüşmek istemiş.Görüşmeden çok memnun kalan padişah sonunda 'peki Laleli Baba, bana son olarak söyleyebileceğin hayatın özü olabilecek bir şey var mı?' demiş, o da 'hayattaki en önemli şey def-i hacetini sorunsuz yapabilmektir.' demiş. Bu cevabı son derece yadırgayan padişah bir şekilde hayal kırıklığına uğramış.
sonra günler geçmiş ve padişah kabız olmuş.derdine hiçbir hekim derman olamamış ve Laleli Baba'nın onu görmesini istemiş.
Laleli Baba gelmiş ve
-çözümün olurum ancak bana ne vaadediyorsun? demiş
padişah da
-adına cami yaptırırım demiş
Laleli Baba
-daha başka? demiş
padişah;
-bir semte adını veririm demiş
Laleli Baba cevap olarak
-daha başka? demiş
Padişah da son çare olarak
-tahtımı vererim demiş
bunun üstüne Laleli Baba şöyle demiş;
-bir boka değişilen tahtı ben ne yapayım

tamam tamam konuya geçiyorum
gerçekten dünyadaki en güzel şeydir def-i hacetinizi rahatça yapabilmeniz.kabız olmak bildiğiniz gibi çok acı bir şeydir.
hatta toksik şoka bile neden olabilir bu gibi şeyler.
bunun bir de soyut olanları var yani fiziksel değil duygusal,ruhsal kabız
işte onlar daha da beter.
bu görselle alakalı olarak ise şunu söyleyebiliyorum baktıkça içime bir huzur döşeniyor.
ya sizin?

yıkayalım mı abi?yalayalım mı abi?

temizlikte yeni bir dönem

20071108

madem son iki gündür kabızlığımın çeneme vurması ile burayı ağlama duvarına çevirdim ben de bir zahmet ibranice ya da arapçasını öğreneyim diyerek arama motorunu zorladım.bir de eşkiye bakayım demişken bu çıktı.
okuduktan sonra aynı şeyi icra ettiğimi hatırladım ve güldüm.belki de gülmedim ya da en azından bunu uygulamalı olarak göstermedim ama gülmüş kadar oldum.
her neyse evet burayı ağlama duvarı olarak da kullanabiliyorum galiba.ama esasında tamamen karalama defteri .

bunları seninle paylaşmak istedim sevgili blog-k
madem ağlama duvarımsın ara ara seni 2. tekile indirgemeliyim.
madde ile de iletişmek lazım ara ara

*bu bir adet ekşi sözlük tabanlı kopyala yapıştırdır.

kudüs' e atanan bir amerikalı gazeteci, ağlama duvarı'nın önünden gelip geçerken, bir musevinin her gün duvarın onünde diz çöküp dua ettiğini farketmiş. haftalarca aynı manzarayı görünce dayanamamış ve sonunda adamla bir röportaj yapmaya karar vermiş. adamdan izin aldıktan sonra teybini açmış ve konuşmaya başlamış:
- "isminiz?"
- "david. polonya yahudisiyim. 65 yaşındayım. smalla'da bir manav dükkanım var. evliyim. iki çocuğum tel aviv'de bir çiçek serasında çalışıyorlar..."
- "sizi her gün burada, ağlama duvarı'nda, dua ederken görüyorum."
- "evet, her sabah dükkanımı açmadan önce buraya gelir, dünya barışı ve ulusların kardeşliği için dua ederim. öğle tatilinde yine gelir, bu kez yeryüzündeki acıların ortadan kalkması ve bütün insanların refaha kavuşması için dilekte bulunurum... akşam da eve dönmeden önce yine uğrar; bu kez iyi ve dürüst insanların esenliği için dua ederim...cumartesi günlerimin tamamını da burada geçiririm, aynı şeyler için dua ederek..."
- "çok güzel. ne kadardır sürüyor bu?"
- " israil kurulup da buraya göç ettiğimden bu yana.. yani 40 yıldan fazla oldu..."
gazeteci etkilenmiştir. duygulu bir ses tonuyla sorar:
- " 40 yıldır burada dua ediyorsunuz... bunca yıl sonra nasıl bir duygu var içinizde? nasıl hissediyorsunuz?..."
yaşlı musevi; ümitsiz, bitkin ve üzgün bir ifadeyle duvara bakar ve kırgın bir ifadeyle cevap verir:
- "bilmiyorum. sanki, duvara konuşuyormuşum gibi bir duygu var içimde..."

7

bir şarkıda şöyle diyordu;
i woke up in a dream today.

değiştiriyorum

i woke up in a shit today.

6


she doesnt live here anymore/j.j.j

5

5 vakte kadar aklımı kaybetmek istiyorum.kendimi unutmak ,ruhun bana yüklediği misyondan atlasın sırtından dünyayı atması-atarsa eğer- kurtulmak istiyorum.
ayağına senin bağladığın taşlar seni daha çok dibe çekiyormuş bunu farkettim.

20071107

3

sadece uyurken mutlu olduğumu farkettim.mevcut durumların uyku esnasında bana rüya ya da kabus olarak geri dönüşünde bile keyif aldığımı hatırlıyorum her uykudan sonra.

uyumak istiyorum 7 uyurlar gibi.
uyandığımda mümkünse asırlar geçmiş olsun.

1

kendisine para verilip kaybedecek şekilde oynaması beklenen ''oyuncu''lar haricinde kaybetmeyi gönüllü olarak bedavadan kaç kişi icra eder?

sadece ben.
ben
ben
ben
ben

20071102

vudu


ivedi şekilde bundan edinmeliyim.
hatta ... yapayım ki daha imalı olsun

20071101

heads she lives,tails she dies

işaretlere inanarak adım atıyorum bazen umarım patlamaz.
ne demiş chemical boys i need to believe in sth