20100405

beni benimle bırak-ma!!!!


sene 2008 yine bir bahar mevsimindeydik.ama ruhuma sorsan hiç de böyle değildi.içten içe üşür müydü insan? ben üşüyordum.
biliyordum gidecektin biliyordum yaşamam ya da sevebilmem için gerekli olan o vucut ısısını alıp başkalarının nefesi olacaktın.
ve ben...
bana kalan bazal metabolizmaya geçmiş bir bedenle ısınmak için kibrit yakan kibritçi kız misail sıcaklığı başka bedenlerde arayacaktım.

bu soğukla yaşamak aylarımı aldı neredeyse bir eskimo kadar kabullendim mevcudiyetini ah pardon ya da yokluğunu mu demeliydim??
sonra dayanamadım bir gün aradım seni ne gariptir sen de ateşi insanlara veren prometheus misali hevesliydin yardımseverdin.hatta 118 80 reklamları gibiydin.herhangi bir köşeden çıkmaya meyilliydin.
bana geldin.
özlemle baktım yüzüne,oksijensiz kalan beyin nasıl saçmalarsa ısıya kavuşmuş beden de öyle erir bir anda. bunu belli etmemek adına kendimi leopar desenli çarşaflarıma sardım.varlığın karşısında bedenim sıvı olup akmak isterken ahu tuğba filmlerinden kalma o desen tutuyordu beni ,güçlü ve şuh kadın rolüme daha da ısınıyordum.
ısınmak demişken bunun varlığınla da alakası yoktu yeni yeni anlıyordum.

neyse kendimi ve cümlelerimi konuya yani sana bağlıyorum...
bu fotoğrafı sen çekmiştin hatırlıyorum.son kez bana ısını vermiştin. termal kamera olsaydı işte o dakika benim resmen bir ölü olma durumundan canlılığa geçiş halimi nihat beyan eşliğinde tasdikleyebilirlerdi.
öyle somuttu.

seni yine özlüyorum. bana verdiğin alev rengi anlamı sana göstermek istiyorum işte o yüzden photoshopta sırtıma beni bırakma yazdım ingilizcesiyle.
ama çok gerçekçi durmadı.güvendiğim bir arkadaşıma yollarım artık o dövmeymişçesine halleder bunu.
photoshop demişken 5 çıkmış,devir ne kadar depara kalkmış değil mi?

2 yorum:

pudra dedi ki...

ciddi değilim yahu.

Jack dedi ki...

O.O