20100401

iade-i mim

Kendime dair şeyleri doğrudan şöyleydi diye hiç anlatamadım.hep dolayladım bunun sebebi de öncelikli olarak kendimi ve düşündüklerimi ciddiye almamamdır.bir diğer sebep tam da ergenlik dönemindeki erkek odaklı ve yoğunluklu günlüğümün abim tarafından okunması ve benle dalga geçmesidir.o sebeptendir ki bloglarımı akrabalarım yakın arkadaşlarım bilmez ya da öylesine bilirler.takip ettikleri ihtimali beni hep kilitleyen bir şeydir.ve tabi ki dalga geçilme korkusu da etkendir.o yüzden en doğrudan kendime dairlerim muhtemelen bu mim vasıtasıyla olacak.

a)Kendimi bildim bileli eşit zaman aralıkları ya da belirli bir düzende olmasa da kitap okuyorum.okul ve sınıf kitaplıklarından kitap çalmışlığım izin verilenden fazla kitap almışlığım ve bu konuda usulsuzluk yapmışlığım çoktur.bir ara suya bırakılan sünger misali ne bulursam emdim ve bu yaşımda o zamanların özlemini çekiyorum.özellikle ilk okuduğum kitabı hatırlamak isterdim ama hatırlamıyorum.ayşegül serilerini özellikle çizimleri yüzünden çok severdim.hatta hayallerim bu doğrultuda şekillenmiştir.hala bir hindistan ve muson mevsimi ve kutlamaları düşünecek olsam ayşegül hindistanda kitabındaki tasvirler aklıma gelir ve mutlu olurum.

b)ciddi bir özgüvensizliğim vardır.özellikle mesleğime dair başaramayacağım ya da ona layık olamayacağım korkusu yaşarım hep.insanların benden daha çok bilgi sahibi olduğu gerçeği hep aklımdadır bunu aşmak için girişimim çabam ya da hırsım olmamıştır ama.tanıdığım insanları hep benden üstün kabul ederim ya da benden daha iyi niyetli kabul ederim.ben hep karayımdır yani.bir sorun olduğunda benle alakalı sanırım ,ilk seferde düşünmesem bile geriye dönük sorgulamalarımda buna kanaat getiririm kendimi biraz yıpratırım.

c)çok ciddi şekilde imalat hatası olduğumu düşünürüm.en azından imalatımda deneysel yemek insanlarına benzeyen yaratıcının biraz da erkeklere mahsus özellikler kattığını düşünürüm.özetle kendimi hemcinslerimden farklı hissettim.bunda benden bir yaş büyük abimin ‘tyro’su yani co-pilotu,stajyeri,asistanı olmamın da büyük etkisi olabilir.özetle ben bir potpuriyim.

d)insanları bir baba evlatlarını nasıl severse öyle severim.yani asla bilmezler hissetmezler ama özellikle çok umursadığım insanları hep aklımda bir köşede tutarım.ama dediğim gibi bir baba kadar hatta kendi babam kadar soğuk davrandığım için insanlar onları sevmediğimi küçümsediğimi düşünür hep.ölüm ve türevi konulara bir şizofrenin vereceği tepkileri verebilirim.yani o kişiyi kaybetmek trajikomik gelebilir bana.ölümüne üzülme sebeplerim bile genel olarak farklıdır. Babamın çok hasta olduğu zamanlar annemin bu durumda perişan olmuş olmasına üzülmem ile akrabalarımın takdirini(!) kazanmıştım.hayır babam ölmedi.

e)18 yaşıma kadar yaşadığım kent ve teknolojiye yakınlığımız sayesinde(!) mtv nedir pek bilmem,toplasan 5 saat izlemişliğim yoktur yabancı müzikleri radyolardan 1 saat dinlerdim hatta trt1’deki pop saati ile pop müzik geçmişimi coşturdum. Şimdi muhtemelen alaka bulunamayacak olan ve köksüzlüğümün kanlı canlı kanıtı olan müzik zevkime backstreet boys kasetleri alarak başladım.ve evet britney spears şarkılarını ezbere de biliyorum.

f)asla annemin istediği gibi bir çocuk olamadım.özetle kolalı dantel gibi olamadım.bu bağlamda çok sorumsuz çok yıpratıcı bir insan oldum.bu konudaki başarı ivmem son 4 senede ziyadesiyle artmıştır.ama o da biliyor onun yetiştirdiği bir kız çocuğu tabi ki başına buyruk ,idealist ,mükemmeliyetçi ve huysuz olacaktı.
g)çok umursayan ama göstermeyen sorumluluğu poposundaki kazık kadar gerçekçi hisseden sorumsuz ve sorunlu playback’i yapan bir insanım.

*bonus track: gaudi gibi tasarladığım yapıyı düşünürken araba/tramvay/türevi araçlar altında kalarak ölmek istiyorum.

4 yorum:

Can dedi ki...

shocking..

pudra dedi ki...

neden:)

Cenx dedi ki...

ben kendımı boyle çözümleyebilmeyi isterdim. öte yandan en korktuğum şeyde araba vs yüzünden ölmek. bi salağın hatası yüzünden ölmek kötü geliyor bana

Mars dedi ki...

sorun sende değil bende diyerek sıyıramazsın hayatta pudra. bu bakış açını gözden geçirmelisin bence.