20071023

kabızlığımdan kesitler

en son pudra tarafından 04 haz 2007 21:09 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi ama değiştirilmemeliydi belki bilemiyoruz. yani esasında bir de yetmez 10 tane on da yetmez 50 tane değişiklik revizyon mutasyon belki de revizyon ama yok yok en iyisi modifikasyon gerekiyor.ancak şu da var yani nereye kadar
sil yaz değiştir hırpala trimle chamfer eyle fillet yap küfret nereyekadar. yazdıklarım şu dakikda 1 kere değişti ama düşündüklerim bir ömür boyu tarifsiz bir hızla sürekli değişiyor.tyler'ın tam da dediği gibi.her şey dönüşüyor her şey değişiyor. her şey çürüyor tekrar büyüyor. büyüdüğü kadar ona elzem şeyleri veriyoruz keza emekler
sonra ayrılık der klişe şair ya da yazar.hayır sonrası kaos sonrası araf sonrası es sonrası pes.
ne diyorduk en son tarafımdan 612 kere değiştirilmeliydi ancak buna kabız olmaları da ekleyeceksin.öyle çat diye olmuyor bu işler. eee olmadı yar su testisine dolmadı yar testi belki başkaydı başka bir sıvının aşkındaydı işi başından aşkındı falan. nereye kadar kaç kere? değiştirme değiş değiş misal kıyafetlerini. o değil de üstünde ne var? pazen donların revaçta olduğu dönemlerde başladı değiştirmek. hatta şöyle denilebilir pudra bu donu 4 saniyede değiştirdi neden pişik yapabilirdi. ey gibi büyükler nasıl dayandınız onlarla. neyse bunlar sansür sebebi biz değişmelere hatta bunun işteşlerine dönelim. dönülmezden dönüp de ay ben döneli çok oldu ayol deyişlerin hülyalarındaki pasif ecco homolarımız yok artık. herkes özgür demek ki ifadeedişler bile artık dönüşmüş.devinmiş.evinmiş.işin sırrı olindeymiş.iki kere rafineymiş.yağ derken rafine derken ben yine bir değişimden söz edicem.misal şehirler de değişir dönüşür hem de yağ damlası gibi büyüyerek ama ya rock söyleyecekler ya da hicaz söyleyecekler vasıtası ile nedense bu büyüyüşe değil de ani modalık oluşlara ama asıl anlamıyla egolarımızın odalığı olmalarına mahkum ederiz hayatı ve ayşe teyzenin omonun arielin sevmediği yağ damlası ya da lekesi gibi büyüyen şehirlerimizi. ayırırız urban suburban şehir öteki şehir varoş gecekondu koydum da durdu bik bik de vik vik.şehirdeki binalar transformers değil ki dönüşsün onları sen değiştirirsin anlamlandırışların değiştirir anlamlandır lan'ların değiştirir. ama sen bunu algılamazsan eklemlendiremezsin sonra kişi başına düşen sorumluluğun 1 cent olduğu zamanlarda tüm hayalkırıklıklarını alırsın dere tepe aort alt geçit üst geçit düz gidersin sağa dönersin bağa dönersen ama bir arpa boyu yol gidemezsin.ancak avatarımdaki gibi kol dilersin.kol demişken you cant do it diyenleri kollayanı kollayacaksın belki de kolalayacaksın ki stabil dursun esnemesin yavşamasın elastik deformasyonu sıfır olsun çtonk diye plastik deformasyona geçsin araf nedir bilmesin eğrisi ya da doğrusu olsun bulamasın yolunu bulsun allahın yollusunu ortadakini seçemesin oırtadaki kuyuyyu göremesin bu ve türevi beddulara maruz kalsın ama bir yandan da bu tatlı acı büyüyü tersine çevirmeye becerisi olsun çünkü bu özel sözleri haketmiştir bu derece yol katetmiştir sözlerin sözcüklerin sevişircesine birarada oluşlarına denkgelmiştir görmüştür geçirmiştir ama hissiyatları kapılarda bekletmiştir telefonu açan olmamıştır işte öyle bir şeydir ya evde yoksundur ya da varsındır buralardan önermelere de geçersin bilemiyoruz.önermeleri bilemiyorum esasında ama hayat geçti zaman geçti benden geçti senden geçti ondan bana uğrayamadan geçti ya da tam tersi benden o kişisine uğrayamadan geçti. ama her şekilde hepsi enteresan bir şekilde bir hışımda geldi geçti.vokalleri oldu peh pehleyen yazıları poh pohlayan buğulu cama bir iki satır döşemek için hohlayan oflayan sodom ve gomara olasıca kentlerde ohlayan ahlayan.hepsi bir de. hepsi tek bedendi yek ruhtu. hepsi tek potada erimişti çürümüş medeniyetlerinin son değil en iddialı temsilcileriydiler.ne hellenizm idi ne de başka bir izm. olsa olsa hayatlara dair bir bellenizm idi.hayatla kalsaydı kederli kaderin planları ruhtan girip kulak deliğinden yangın çıkışları yapışlardı onun için esas olan. derinlemesine delinlemesine temizlik derinlik derken her bir zerreye temas eden koenzimleri hazırlamaktır onlar bittiii dediği zaman poposunu silecek eline defterlerini tutuşturup yapması gerekenleri söyleyecek. gelecek de bir gün gelecek. gezecek görecek görürsün sana salto ata ata neler edecek. sensiz geçen geceler içine kor gibi düşücek. sana kalbi gibi bu sayfaları da ayıracak.seni kalbine yazacak çizecek gömecek.harfiyat yapacak arada hafriyat ki o nedir bilinmez.bilinmese de izleri silinmez.izlerin statiği olur mu dersin esasında statik olmaz statiği olur.statik demişken didaktik falan vardı böyle bir eğitim öğretim anlatım dinletim hülyaları hülya avşarları serpil çakmaklıları. seks zamanları görselleri askerler bayan anonslu kasetler.kasetlerin satmadığı mekanlardaki kesatlar gerçekten bırak ya kes at denilesi zamanlar. gitmeyenler değil gidemeyenler. gidemeyenlerin kalamayanlar olduğunu anlayanlar.anladığı halde çaktırmayanlar.çaktırarak emme basma tulumba kadrosundan başını sallayanlar.salla başını al maaşını yapanlar.batsın bu dünya denilesi anlar.yağmur yağarken camdan bakanlar. kaydıraktan kayanlar dil üstünde dondurmaya parende attıranlar. hepsini geçtim ahkamcılar akşamcılar kel başa şimşir tarakçılar çıkıkçılar.çıkıklar.kaçıklar kaçışlar. arkaya bakmadan gidişlerdir esas olan zor olan mı? hadi ordan gayet de gösterip vermemek kadrosuna giren bakarak gitmektir koyan konan kasan kayan kaydıran . bunu yaparsın cennetten 3 dönün 45 dönem arsa alırsın katları 15tir 15 de yetmez 225 adettir. adettendir ananedendir.ananendir.anandır babandır.ondadır bundadır.şundadır. mavi boncuklarını sırtını dönerek tüm dünyaya arz edenin göt korkusundandır.burda makatı görüp allah diyerek raporlayandır.raporlayanındır.ona söyleneceklerin az olmasından mıdır hayır diğerinden.sağdaki midir? soldaki midir? tabi ki sendekidir.sendeki demişken nedendir şu zamanlardaki şu tamamların , tam olmayanlardaki amanların aman da amanların ne güzel amerikan bu sarışın amandaların, onun esasında benzediğini sonradan anladığın mandaların- spoiler evet elemallar keyifle saçmalıyorum.uza uzi uzo, bak sona da bırakmadım filmin sonunu başından söyledim hadi bakayım-.görselcilik her daim arşiv gibi algılanır esasında anıdır anahtardır kilittir. tutarsın o anın kokusu yankılanır evet yankılanır gözlerin duyar burnun konusur herşey garip olur ne içirdiniz la bana dersin van gogh gibi kulak kesmeye yeltenirsin belki de konuşmayı kesersin bilemiyoruz muallaktır bu plasebo etkisini sana montenegro eden esasında gayet kıllı bir tellaktır.

2 yorum:

vincent vega dedi ki...

bu yazı kabızlık (duygusal) yüzünden mi yazılmıştı ..

pudra dedi ki...

hayır,bu bir tür saçmalama haliydi bir oyun gibi sürekli kaldığım yerden devam ettim.sonra bu çıktı