20 soru

Taylanov un sahifesinde gördüm ben de cevaplamak istiyorum.

1. En sevdiğiniz kelime nedir?
bitti

2. En nefret ettiğiniz kelime nedir?
rahat ol

3. Sizi ne heyecanlandırır?
yapı

4. Heyecanınızı ne öldürür?
stres

5. En sevdiğiniz ses nedir?
opeth sesi

6. Nefret ettiğiniz ses nedir?
mideden gelen gurultu

7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
öğretmenlik

8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz?
ışınlanmak iyi olurdu da o pek doğal olmuyor, cisimlenme diyelim potbaşça

9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
benden iyi mrs. brown olurdu

10. Nerede yaşamak isterdiniz?
kudüs iyi olmadı hatay

11. En önemli kusurunuz nedir?
stres ve mükemmeliyetçilik düetinde genel olarak çuvallamam

12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
hepsi acı veriyor ya

13. Kahramanınız kim?
hard-gay

14. En çok kullandığınız küfür nedir?
hayko yayım

15. Şu anki ruh haliniz nasıl?
rahat ama rahatsız

16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
yanlış hayat doğru yaşanmıyormuş

17. Mutluluk rüyanız nedir?
hayatla alakalı ne türden hevesim varsa her birinin gerçekleştiği rüyalar. heveslerime n desem n!.(n+1)!/(n+1)! gibi bir şeydi hesabı herhal

18. Sizce mutsuzluğun tanımı nedir?
Belirsizlikler bir de hayatımı zora sokmaların sonra o zorların bana sokması

19. Nasıl ölmek istersiniz?
asteroid çarpsın herkes ölsün.olmadı benim tepeme düşsün.ani olsun yani

20. Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı’nın size kapıda ne söylemesini istersiniz?
after long,home is a place where you yearn to belong.

talep

bleachte rukia soul societye döndüğünde ichigonun şehrindeki insanların ona dair anıları kayboluyordu
öyle bir kayboluş istiyorum.
süblimleşme olmasın
kokum kalmasın.

tezgah

öncelikle okyanustaki rüzgar istemişse ben kırmam yerine getiririm.

bu benim masaüstüm oluyor.aslında çok karışıktı biraz toparladım.görsel de hafiften bleachte rukia'yı attıkları Senzaikyu (kefaret kulesi)ya benziyor.çok da iyi ediyor.

genel olarak geleceğe bakma konusunda miyop,
şimdiye bakma konusunda hipermetrop,
geçmiş konusunda ise sadece astigmat olanım.

benim tam tersim olarak

görkemli ve dayanılmaz bir şimdinin tutsağıyım oysa

demiş kubilay han.
en kötü karar kararsızlıktan iyidir yani.
peki.

what matters most is how well you walk through the fire

görünmez kentler

Biz canlıların cehennemi gelecekte varolacak bir şey değil, eğer bir cehennem varsa burada, çoktan aramızda; her gün içinde yaşadığımız, birlikte, yanyana durarak yarattığımız cehennem. İki yolu var acı çekmemenin: Birincisi pek çok kişiye kolay gelir: cehennemi kabullenmek ve görmeyecek kadar onunla bütünleşmek. İkinci yol riskli; sürekli bir dikkat ve eğitim istiyor; cehennemin ortasında cehennem olmayan kim ve ne var, onu aramak ve bulduğunda tanımayı bilmek, onu yaşatmak, ona fırsat vermek.

okuyun anlayın yorumlayın.

geçmiş zaman olur ki

derler ki ''hiç bir düzen yoktur ki düzenlenmek adına kaosu 4 gözle beklememiş olsun''
e ben böyle düzene koyarım.

The Hand (1981)

hayır,alter egolar meydana getirmiyorsun aslında sadece tavırlarını keskinleştiriyorsun bu da tavrınn özerkliğini ilan etmesini sağlıyor.
esasında yeni bir durum karşısından göstereceğin tavrı önemsememelisin, onu anlamlı kılmak için çok da çabalamamalısın. böyle olursa eğer senden daha fazla önem kazandırdığın tavrın boynuz kulağı geçer durumunu tecrübe eder ve ona yenilirsin.onun başına buyruk davranması için de gerekli izni vermiş olursun.
bir karakter,bir kişilik olur sen de kaş yaparken göz çıkarmış olursun.elinde kalan bir adet ''kontrolsüz güç ,güç değildir '' mottosu olur.

eee bu mottoyu da gün içinde 3 defa sana monte edilen çok karakterli türevi etiketlerden sonra hazmedersen iyi edersin.
neden ?
çünkü en terbiyeli haliyle ''becerilmiş uzvun muhakemesi olmaz''.
nefes al,nefes ver
diyaframdan.

processus infinitum

Hep böyle oluyor,hep büyük bir açlıkla heveslenmeler.Tükenmişlik sendromlarına sebebiyet vermeye neden maymun iştahları.
Önce dünyaları taşımak için Kara Murat Benim diye bağıran bir Atlas sonra kaytarmak için Aşil topuğunun ölüme meylini vucudunun her bir zerresine hapsetmiş bir Belphegor.
Arada sevinçten meksika dalgası yapıp müstakbel başarını aydan bile görünür kılmaya muktedir kırmızı ikaz fişekleri
ve tabi ki tasdik için 7/24 bekleyen bir Nihat Beyan.
Başarmanın anlamı olan kişisel şehirlerinin sana verilen altın anahtarları ve senin onları onlara verdiğin erkekler isimleri ile hatırlamaların.. hani getiri görünümlü götürülerinin ya da götürü görünümlü (uzun vadede) getirilerinin sahiplerini. ya da öyle sanmalarını sağladıklarını.
Arzın merkesine fersahlarca yolculuk aradan Hanya'yı ya da Konya'yı görmeler. Kuyruğunu yutmuş bir balık gibi paradoks.
Düzenini düzenlemen için yardımcı olmak adına sıraya girmiş kaoslar.
seçmek zorunda kaldığın için senin yavaş atın tekmesi performansını göstermene neden karmaşa ve zıtlık.
ve oyunun biteceğini bildiğinde hepsini yanyana koyacağın Pandora'nın kutusu. İçlerinde sen büyüdükçe senle büyüyen ve bir önceki sorunları içine alan ,çığ gibi davranan matruşka bebeklerin.açılmayan
kapanmak için açılan
çağlarını kapatan,yenilerini güç bela açan bir seri.
Bunlara sabretmesi gereken Hacer-ül Esved muamelesini gösterdiğin sabır taşın. Ve tabii ki çatlamasıyla beraber yapıldığın yıldız tozlarının kara delik olarak dönmesini sağlayan mihenk taşın.
Her biri bir harf ve kelimelerin olmak istiyor
zaptetmeni istiyor.
zaptediliş ile sana direnmek Stockholm Sendromu ile bağlanmak istiyorlar.
Ya benim başıma gelseydi diyorsun,seviniyorsun sonra bu denli kısa sürede 3 tane shadenfreude bana çok diyerek kendine kızıyorsun.
Hayıflanmanın,kızmanın sende mevcut olan duyarlılığı sana hatırlatmasına şaşıyor ,onla arandaki pamuk ipliğine bakakalıyorsun. BU farkın verdiği rehavet seni bir ouapiti edinmişçesine amaçsız bırakıyor.
Ne demişti köpek?
-İnsan amaçsız kalırsa bunar.
Bunamamak adına sezon sonu indirimden amaçlar almışken Subliminal Text ile kendine '' başlamadan yorulmak istiyorum'' mesajını verdiğini görüyorsun.
Acının arşına değiyorsun.Koku yorgunluğunn hislere ulaşmasını anlamlandırmak isterken manaların eklemlenmişliğini görüyorsun. Eğreti olan bizden değildir derken fısıldıyorsun;Gesamtkunstwerk'tir olay.

yazarken okuyor olmanın getirdiği yorgunluğu ve acıyı çivi çiviyi söker diyerek opeth/burden'a bandırıyorsun ve enzim/koenzim ilişkisinde bir phi yakalamak adına ES'iyorsun.
ne demiştik ama?
_________________________processus infinitum

and somehow i know that i am haunted to be wanted
ama
who am i to fail?, who are you to resist?
çünkü
the more i talk about it ,the less i do control
ve hem de
i am made of stars.

bayram özel

- kızlar artık böyle avatarlarla fink atmasın.lütfen,artık yeter depresif yalnız amy lee/broken triplerinden sıkılın.


-ecco homoyum


-bu factotum ost beni benden alıyor


-imkanım olsa dubainin orta yerine sıçardım(nedenini elbet açıklayacağım)


-var mısın yok musunda olayı ciddiye alan insanların çuvallama ihtimallerini beklemeyi sevdiğimi anladım.paraya çok ihtiyacı olanla hariç.


-googleda başka zaman bokun bsini yazarsın bok çıkar şimdi tarifledim onda bile çıkmadı


-baştan savmak kadar ibnelik yaptığını sana hissettiren zevkli bir süreç daha yoktur.


-her guruhun en iyi albümünde bulunan şarkılara denk geldiğim için mi en iyi albümlerini tecrübe ettim yoksa ilk olarak onları dinlediğim için mi bana en iyi görünüyorlar anlayamadım ama bu sefer sağdaki değil.


-hangi ara 8 aralık oldu bilmiyorum kaybolmayan vakit isterük,yine de 2008 gerçekten geçerken enine olan kesitini azaltma zahmetinde bile bulunmadı.o yüzden geçsin geçsin derim


-lider olmak bana göre değil.kendi sorumluluğumu zor taşırken atlas performansı bekleyeni döverim


-übermenşeili insanım


-oturdum the fallda ağladım

-boş beleş herhangi bir mevzu için bilgisayar başında yer alan bu koltuğa kıç koyduğum her an kıçım ağrıyor uyuşuyor çişim geliyor böyle bir piskoloji ve yansıtma görmedim
- mesela yağlı bir yemek yedim ve elimi hemen yıkamadım diyelim.yani o yağa temas etmemiş olsam bile kafam kaşınıyor
-fink atmak istiyorum açık ve net
-http://www.homeinsurance.org.uk/wacky-buildings.html linkteki 10 yapıya bak ve 2. sıradaki yapının diğerlerinin denyoluğu ile ne türden bir benzerliği olduğunu sorgulayın kategorize eden elinize sokayım. hadi 4. de tenzih edilsin.
-kafamı kaşımaktan keyif alıyorum öyle ki kafa kaşımak konusunda bir süreç ile önerebilirim insanlara
-bu arada mcdonalds da bir kahvaltı menüsü hazırlamış sanki? ahahahahaa
-bir elde etme arzusudur hayatımızı anlatan kelamlardan birinin rahat götüme batıyor olmasını sağlayan.
-bu arada mimarlara da bok atmak istiyorum erken kalkan glass house yapıyor. olmuyor
-memeyi kadraja sokup fotonun başlığını uhş yapmak biraz şartlı refleks yaratmaktır.ağızların sulanmasını sağlamak adına ekşi erik limon mimon demek gibi

iyi bayramlar tabi.bayram boyunca hayvanlaşmayan insanların hayvan kurban etmelerini diliyorum.

tersinir reaksiyon

acı çeksin istiyorken istediğimi farkedip istememem gerektiğini anlayıp istememeye yeltendiğim çok oldu

her şey bununla başladı sonra şöyle oldu; over design ise kırmızı ikaz fişekleri yakılsın;

acı çektirdiği için acı çekmesini istediğin insanın acı çekmesini kimyasal denklemde eşitlik sağlamak adına istediğini anladığın an acı çekmesini istemenin anlamsızlaştığını farketmenin sana verdiği acı genelde onun sana verdiği acıdan büyüktür.bu bağlamda acı çekmesini istediğin insanın acı çekmesini istediğini anladığın an net bir acı çekmemek adına kişinin acı çekmesini istemekten vazgeçmelisin.

potpuri

-şimdiki zamanda stres yapmamam gerekiyor geniş zamanda stres yapmam lazım ama şimdiki zamanda stres yaparak geniş zamana yaymam gereken o stres daha yıpratıcı oluyor daha da kötüsü tersini mümkün kılarak geniş zamanda daha da stres sahibi olmamı sağlıyor.
bumerang gibi kahrolası
-tükürdüğümü yalayacaksam kamuya arz ediyorum ki gerçekten dürüst olabileyim.
-streste karın ağrısı ve mide bulantısı
ay ay hoşgeldiniz
-normalde bu bilek ağrısı bu denli uzun sürmezdi
demek ki neymiş?
yaşlanıyoruz(alakalı göt korkum 1. tekile indirgeyemememden bile bellli oluyor olmalı)
-kadınların ilk etapta gerizekalı kabul edilmesine karşı oldum hep biliyorum ama bir erkeğin gerizekalı olduğunu düşünmek de aynı oranda cins geliyor bana.yani erkek gerizekalı olmamalı amacı uğruna davranan olmalı
ama gerizekalısı da varmış
-geceyarısı ekspresi bende daha farklı hisler uyandırıyor.
hayır porno değil.
-mezhebi geniş bir arkadaşım var 5 senelik kanser olma nedenlerimi parsellemiş durumda
-hocam dahil herkes bana patroniçe diyor artık ve ne tesadüftür ki kalabalık yaşamı savuşturmak isteyen alt üst sağ sol kiracıların baskın maskın olur hani canınız sıkılır üstü kapalı tehdidi bunların üzerine geliyor.
evet abi ekolojik genelev projem var.doğrudur.
-sinirlenmeyi arzulamak konusunda çok coşkun bir insanım
-bir evde turşu olduğunu bilmek insana huzur veriyor demiştim elbet
-kuluç mudur nedir yani muhtelif organlara giren şemsiyelerden daha etkili sağolsun
-boş vaktin olunca en amiyane tabirle dünyayı yapacağını sanıyorsun
-yenilenmiş tabudaki hareketle anlatmayı sağlayan o mor yaratığa aşık oldum
-kıç büyüklüğü ile bel ağrısı
meme büyüklüğü ile sırt ağrısı arasında doğru orantı var sanki
-at gibi kişnemelerimi 3 eşit parçaya bölebiliyorum
-galiba hayvanların akıbetlerine insanlarınkine üzüldüğümden daha fazla üzülmeye başladım.
çok fena.

schadenfreude

ne midir?

kendisi ''bir başkasının acısından zevk almaya kadar yolu olan duygular silsilesi'' olmakta.
neden almanca halini başlık yaptım dersek gördüğümüz gibi tam karşılığı burdan çin'e yol yapacak bir uzunlukta.

neyse efendim bu kelimenin karşılığı olan hissin sahibi olmak başlı başına zor bir şeydir.

vakti zamanında 5 yazarın kombosu olan ''beşpeşe'' adlı bir kitap okumuştum ,kitabın kahramanı zehra kızımız annesinin ölümünü kendisine söyledikleri an komşularının onun yüzüne büyük bir tepki görme açlığı ile baktığından bahsetmişti. ''ölüm'' gerçekliğinin bir insanı ne denli etkilediğini görmek ve bu vasıta ile muhtemelen ölüm/hayat/din/tanrı döngüsü içinde kendi maneviyatına çeki düzen vermek.

belki çok iddialı belki de çok haksız bir etiket olacak ama dikkat edersek herhangi bir ölüm karşısında nedense onun hikaye ve rivayet kısımlarını sorgulamaktan zevk alan insanlar olduğunu görürürüz(belki biz de böyleyiz)
nasıl öldü acaba? giderken annesine sıkı sıkıya sarılmış, demek ki içine doğmuş gibi bir şekilde uzayıp giden konuşmalar olur insanların arasında. ben bunların kelimenin karşılığı olan anlamlardan bir tanesini karşıladığına inanıyorum; farkında olmadan bir başkasının kaybı ile maneviyatını güçlendirmek.

mesela hindistandaki saldırıda rehin alınan avukat kızın konuşmasını izledim geçen gün, çok rahattı ve tepkileri böyle bir dehşetin izlerini barındırmıyordu. cesetlerin olduğu yerlerden geçtiğini anlatırken neler gördüğünüz gibi bir soru yöneltildi,çevremize çok bakmadık zaten bakmak da gereksizdi gibi cümleler kurdu ve ben o dakika kızın bir an o gülümsemesinin kaybolmasını, ağlamasını ,titremesini bekledim.böyle bir durum sonunda karşımda görmem gereken insan yüzü böyle olmamalıydı diye düşündüm.
demek ki bu da bir başkasının acısından bir beklenti nedeniyle zevk almak oluyor.belki zevk almak tam olarak karşılığı olmuyor ama yine de aynı aralığı tarifliyor.

bu kelimenin karşıladığı anlamlardan biri de bir insanın acısından gerçekten zevk almak oluyor, kin ,nefret, aşk acısı mesela buna sebep olan şeylerdendir ya da beddua etmek.

neden bunları yazdım neden başlık öyle ,mi?

ben bugün schadenfreude eyledim.sakınmaya çalışsam da eyledim.bir başkasının bir değil 3 acısından justin timberlake/what goes around comes around havasında keyif aldım.

kaldırım mimarlığı

Önce toprak kazılır, kaldırımlar geçit vermez; sonra duraksarız kapısının önünde, ayağımızı eşiğe koyar, çantamızdan bir şeyler çıkarırız örneğin, ve böylece bizim olur mimarlık, hiçbir Gaugen’in olamayacağı kadar.

demiş Walter Benjamin.
ben de görüp arttırmak istiyorum;

Önce sokakta yürümeye başlarsın hatta yürümezsin koşarsın,acelen vardır,mevcut durumun mevcudiyetini koruman lazımdır, ayağını belediyenin yeni ''döşeyemediği'' bir kaldırım taşına çarparsın ve asla döşenmesi gerektiği şekilde döşenemeyecek olanın yerinde olan çamur önce ayakkabını sonra bünyeni sahiplenir.
Bir ülkenin medeniyet(sizlik)i kaldırımlarından belli olur derler ya bir dönüş yaparsak tam da bu noktada senin sahibin olur mimarlık. Hem de hiç bir anıtsal ve cazibe merkezi olmak adına göktaşı heybetiyle(!) temas ettiğin caddeye bencilce yerleşen alışveriş merkezinin olamayacağı kadar. Sahip olman gerekenlerin varlığını bilirken sahip olmak isteyemeyeceğinin yanıbaşında olduğunu anladığındır kötü mimarlık ve sana sahip olmuş olandır.
ps: Gaugen bir ressamdır.
ps2:sezon sonu indirimden sahip olmak öbeği aldım.

çevredeki onca kalabalığa rağmen onlarla aranda enteresan bir duvarın olması, her şekilde kendini yalnız hissedebilmen de vucuduna takılan platinin varlığını sana muhtelif aralıklarla hissettirmesi gibi bir şey.

insanların yüzlerindeki kırışıklıkların hücresinde gün dolduran tanrının duvara attığı çentikler olduğunu düşünüyorum. görevini ya da arınmasını tamamlamakta kararlı olan böylesine soyut varlığın somutluğunu tasdiklememize izin vermemek için bu yolu seçmiş olması kuvvetle muhtemel.

e.s posthumus/tikal

nefes alırken önce sağa,sonra sola sonra tekrar sağa bakıyorum.
o denli.

the truth is out ''here''

neden ingilizce başlık ile türkçe meram anlatmak konusunda kırolaj döşemeciliğinde kullanılmama neden bir kerizmatiklik yaptım derseniz bilmiyorum,çağrıştım.

neyse uzunca bir süredir blog sayfamda fink atan fetretin nedeni taşınıyor,taşınıyor,taşındık olacak olmamız.
çok kabız ve ağırdan davranan bir aile olduğumuz için kılı kırk yarmada bir dünya markası olma konusunda patent edinme sevdamız var.üstüne titiz ve kolilerin sıralanışında bile bir düzen arayan hafif(!) sinirli bir anne var ve tabi ki son 3 senesini ergen evlat tribinde hatalarla geçirmiş,süt dökmüş kontenjanında nefes aldığını kar sayması gereken bir kız çocuğu olarak ben varım .babam ve abim etkisiz eleman oluyorlar en azından maddi olmasa da insan gücü boyutunda.
neyse efendim hayatımızda kökten bir değişiklik ve hatta ''radikal''' bir değişiklik yapmak üzereyiz.bunu milad kabul edip bünyemin hazmetmesini deneyecek olan da ben oluyorum
o yüzden günümü webden uzak geçirmiyor olsam da bir şeyler yazamıyorum.

yazar burda ne demek istemiş, bunu bir cümle ile nasl anlatırdı da onun yerine gevezelik ile bunu 1 paragrafa yettirememiş derseniz;
taşınıyoruz.

bu kadar.
sürekli bir cumaya gittim,kaosa gittim,revizyon sevdalısıyım modundayım biliyorum ama mükemmeliyetçilik burda da sarıyor dört bir yanımı bir şeyler devinirken ve bunda müdahale etmem beklenirken başka şeylere kafa yoramıyorum.
bunları neden yazıyorum bilmiyorum bile,beni özleyin patlıcan mujukka havasındaki sayfalara nasıl nefret döşediğinizi de biliyorum ama işte öyle bir şey.


has ps: teşekkürler sobeleme ekibi

potpuri

evet başlayalım



-sympathy for lady vengeance =sempatik güzeli iş başında diye çevrilmiş

çevireni sabaha bıraksam siz el atsanız?

-ailemin tümleyendeki kadınları en azından 2. nesildekiler çok pimpirikli.

-bir mevzu olduğunda ben demiştimlere geçmek artniyettir.

-sıcak süt iğrenç kokuyor ya aman allahım

-o değil de bir çocuğum olursa adını otomatik tamamlama koyabilirim.öyle seviyorum kullanımı

- çarpık bacaklara istinaden yapılan uyarıları 1/2 oranında çarpık bacaklı biri olarak bile anlayabiliyorum
lütfen ya lütfen o bacaklarla mini etek giymeyin.

-güne s*kko müziklerle giriş yapmayı kendime bir borç biliyorum hep.

- erkekler saçlarını boyatmasın

- facebookta arkadaşım bana selam seda nasılsın bana mail adresini yollar mısın demiş

abi kabak gibi selda yazıyor orda ya
pes

-anneme ben evlenmeyi düşünüyorum desem beni döver
çok ciddiyim

-seviciyim yazacaktım ki tek başına tehlikeli olduğunu anladım

doğrusu şudur;
levent yüksel seviciyim.

-davud orucunun başka türlüsünü icra ediyorum.
her gün belli bir saate kadar tamamen açım sonra yemek yiyorum o da bir öğün
e böylece 30 kiloya düşerim

- =cocksucker


- arkamdan konuşan önümden yesin ne eşcinsel harcı kelimedir


-dirsek ağrısı onu kesmek istemekle eşitleniyor ise geri sayım başlasın mı
yoksa anneme el kaldırayım da otomatikman taş kesilip sonuca mı varsın ?

-mesela guruh yazıcam tam sonra grup yazayım diyorum sonra bakmışım gurup olmuş o

- zenofobi

iyidir
candır
seçici geçirgen bir zenofobi ise sabah uykusundan daha mükemmeldir.

- boa yılanı besliyor olsam adı boaç olurdu

-her eve bir tapir uygulaması başlatalım(karınca denen şey nedir biliyor musun? )

-deniz diye bir kavram vardı değil mi?

mavi ya da değişen benzer renk aralıklarındaki su kütlesi
evet hatırlıyorum

-gerçekten kara delik muamelesi eylemeye münasip bir boşluk var

-medya çaları açıyorum bazen sesin ayarının idrakında olmuyorum ve o ses odamda patlıyor resmen.
odamda darbe olabilir
çok yakında

-seni döverim diyebileceğim insanlar var
hatta dövmem ağzını burnunu kırmak suretiyle lokal çalışırım diyebileceğim

-hasta ziyaretinde süt götürülmesini garipsiyorum

-hortum süleymanı severek anıyorum.

-gugıl kullanmasını bilmeyen insanı gerçekten dövmek istiyorum
kusuruma bakmasın

-canı sıkılınca gerizekalı rolünü keyifle icra edenlere de saygı duymayı öğrendim.

-keller güneşin en dik geldiği saat aralıklarında trafiğe hiçbir şekilde çıkmasın

-her şeye rağmen hayata eğreti durduğunu idrak etmeden eklemlenebilen insanları takdir ediyorum
darısı başıma

-allahım lütfen annemler burdan taşınmasın ve allahım lütfen ben arda ile aynı evde yaşamak zorunda kalmayayım
3. gün evden cinayet haberi gelir yoksa

-birazdan karıncalanan ayağım hareket ettirmek istediğimde kıçımdan fırlayacak ve yine masaya kendini çarpacak

-huzursuz bacak sendromu gibi spastik el sendromu olmalı
gerçi huzursuz bacak olayı ayrı bir şey ama alakasız linkleri tıklayan bir el spastiktir ötesi yoktur
küfür nedenidir

-bence haber bülteni demekten vazgeçsinler artık
siktiriboktan magazin kokan gerzek harcı haberlerle vakit geçiriyorlar.

-bir kedi var muntazaman besliyoruz,ciğerlerinde bir sorun olmalı hırıltılı nefes alıyor,hayvan biz yokken ortada gayet normal nefes alıyor
bizi görünce nefes alışı değişiyor
anlamadım

-bu kosla vanish cart curt reklamlarında su dolu kablara neden çamaşır makinası görünümü veriyorlar ?

-uyurken ağız burun ve kulaktan girmesi muhtemel böcekleri düşünüp stres yapıyorum




oturdum bunları sizler için düşündüm arkadaşlar,epic fail görseli de tüm türevi poz sever arkadaşlarımıza gelsin ,sosyal mesajlarda kombo yapalım.

potpuri

tamam aslında aklımdakiler bir türlü eyleyemediğim için atıştırma ,geçiştirme hedeleri oluyor bunlar ama her biri benim nöronlarımının alın teri ile ortaya çıkarıldı
emeğe saygı yani

şimdi;

-keller güneşin en dik geldiği saat aralıklarında trafiğe hiçbir şekilde çıkmasın(lütfen)

-her şeye rağmen hayata eğreti durduğunu idrak etmeden eklemlenebilen insanları takdir ediyorum
darısı başıma

-huzursuz bacak sendromu gibi spastik el sendromu olmalı
gerçi huzursuz bacak olayı ayrı bir şey ama alakasız linkleri tıklayan bir el spastiktir ötesi yoktur
küfür nedenidir

-bence haber bülteni demekten vazgeçsinler artık
siktiriboktan magazin kokan gerzek harcı haberlerle vakit geçiriyorlar.

-bir kedi var muntazaman besliyoruz,ciğerlerinde bir sorun olmalı hırıltılı nefes alıyor,hayvan biz yokken ortada gayet normal nefes alıyor
bizi görünce nefes alışı değişiyor
anlamadım

-gıcır gıcır kitaptan öte fotokopi okumayı daha çok seviyorum
fanzin ruhu

-bu kosla vanish cart curt reklamlarında su dolu kablara neden çamaşır makinası görünümü veriyorlar ?

-uyurken ağız burun ve kulaktan girmesi muhtemel böcekleri düşünüp stres yapıyorum

-bir film indiriyorum adı young people fucking ve eğer ki bilgisayarımı kullanmak isteyecek misafir olursa ya da screen shot ile ekranla alakalı görüntüde arka plan da dahil olursa beni herhalde porno arşivi yapıyor sanırlar

-pişmaniyeyi beğenmediğim için annem tarafından eleştirildim ve eleştiri aynen şöyle oldu; sen önce bir şeyleri başar ve hatta becer ancak ondan sonra bir şeyleri beğenmeme hakkını kazan.
ne denir bilemedim.

-harekete geçmiş bir otobüsün peşinden koşmam ,dursana yahu havası ile binecek olduğumu çaktırdığım bir dolmuş durmazsa ikinci defa elimi kaldırmam
böyle salaklıklarım var

-benim annem pekmez suyunu kahve yaptım sana diyerek yutturuyordu

-zihni yoran filmler istiyorum ya
hatta mümkünse olasılıksızın filmi olsun ama içine yapmasınlar.(bu bağlamda önerilerinizi de bekliyorum cancişler)

-sadece yüz ve omuz kısmından kızın götünün büyüklüğünü tahmin eden arkadaşlarım var

-yazı yazıyorum yorum yok
yazı yazmıyorum yorum yağıyor
anlamadım ===>bu bir serzeniş.

-balerin mevzu bahisken merkezkaç kuvvetini hesaba katın ve lütfen sizden fazla fazla kilolu olan arkadaşınızı iç tarafa oturtmayın.(ciddiye alın)

-gerçekten uzakdoğu insanları dünyaya eşcinsel olmak için mi gelmiş diye düşünüyorum bazen

-lise arkadaşları arasından aynı meslek grubunu icra etmek üzere üniversiteden mezun olanlar arasında enteresan bir gerilim oluyor
bunu hissediyorum ve hatta yaşıyorum

-dünya bir yana diyarbakır karpuzları ile akreditasyona gitmişçesine dikkatli yapılan yayışlar bir yana.

tespit

avcı olduğunu farkettiğin birinin seni avlamaya çalıştığını idrak edip kendi üzerine kendinle bahse girmenin tehlikeli olmaktan daha farklı bir yanı olduğunu ancak sonuca(!) erdiğinde anlayabilirsin.

evet herkesi herkes için planları vardır ancak herkesin kendisi için -de- planı vardır.
bu bağlamda en başından beri avlanılmak istediğini ama bu isteğini kendine bile itiraf edemediğin için olayı kamuoyuna sunarak daha müdahale edemeyeceğin boyuta aktarmak istediğini ,tehlikeyi sezdiğin an cayabilme olasılığını da bir oyunun disiplinine kendini adapte etmek suretiyle egale ettiğini kabul etmelisin artık.
çok mu ilginç insanlarız ne

- mağduriyeti ile daha da popüler olup her türlü tv işine yapmak durumunda bırakılan insanlara yeter artık.
evvel zamanda film çekerlerdi her bir albümlerine öyle olacak korkarım

-can verirken insanlar genelde ya dışkılar ya da altına işermiş. bu yüzden savaş alanları kan ya da ceset değil sidik ve bok kokarmış

- jennifer lopez moda konusunda farkında olmadan 5 nesile neden oldu
bir de bu kadar şeye neden olacağını bilse j robert julius robert oppenheimer(isme gel) atom bombasını yaratır mıydı

- abazan olmak mı kasten abazan profili çiziyorum benci tavıra bürünmek mi rahatsız edici olan karar veremiyorum

-m.s 1 haftadır bende öğrenilmiş çaresizlik yarattı.ağrılardan ağrı beğeneceğim korkusuyla alt noktalarım yusuf yusf eşliğinde ciddi ciddi nefes alır oldu.
özerklik istemeleri an meselesi

- şimdi mesela ben kahve içsem termal kamerada en yüksek sıcaklığa tekabul eden renk olacağım biliyorum

- mesane çapını ekvator çapına eşitlemecilik ltd şti. kurabilirim.

-gülben ergen de konsere kesinlikle reksona sıkarak başlıyordur

-ütü yaparken deniz kokusunun bünyeyi sarması da ne demek ?

-

potpuri 3

- ebru gündeş kaşına hastayım ben
kaşın kırıldığı köşe açısı bariz 90 derece

-beni çekemeyenler anten taksın demek moda arkadaşlar,bilginize.

- pazartesi sendromundan sonra cuma ve cumartesi sendromu da var
bugünlerde herkes illa ki dışarıda içiyor ve sıçıyor olacak

- alter egoma mesaj;


i fuck
you suck
that's the story goes.

- vakti zamanında bit yüzünden kafamı kazıtmıştık
sonra alnımdan bile saç fışkırır oldu

- anne evde 2 pc 2 televizyon tam gaz çalışıyor ve sen elektrik zammından önce ütüyü bitirelim diyorsun
kangraçuleyşıns

- kırtasiye ve hatta tuhafiye olarak kullanılıyorum imdat

- saçların kirliyken mükemmel şekle girmesi ve benim hayalimdeki forma bürünmesi adil değil.

- eski ve eski eski harici eski erkek arkadaşlarıma fuckface,dickhead yazan yastıklar hediye etmek istiyorum

- senin akrep vardı ne oldu diye soran arkadaşım isanın böğüründeki mızrak yarasına parmak sokan amca gibisin

- hazır portakal sularından benim kadar tiksinen var mıdır?

-rüyamda çok garip dubleks evler görüyorum gerçi ikidir üçtür ve hatta dörttür aynı evi görüyorum.ya da rüyamın gerçekliğinde o evi daha önceden de görmüşlüğüm yatıyordu bilemiyorum
ama bence bmc.

-hayat beni neden yoruyorsuğğun adlı serzeniş serdar ortaç'tanmış.lanedossun

- rastgele seçeneği vasıtasıyla dinlemek istediklerimin rastgelmesine bayılıyorum

- 5 kadına 1 erkek dediğimde nedense hepsi hangi ülkede bu? demekten kendini alamıyor
kadın deyince muhtemelen anne kardeş durumları unutuluyor.adriana lima beklentisi sarıyor.

i levye

pansuman

Telafi edilemeyen tek şey zamandır ve maalesef ki telafi edebilen tek şey de zamandır.

o zaman the tea party/time diyoruz.

senet

firavunların anıt mezarlar,tapınaklar ve büstler yaptırmalarının duvarlar boyunca kendilerinın ve icraatlarının resmedilerek yazılmasının bir nedeni vardır; isimlerinin zikredilmesi ile doğru orantılı olarak kendi ahiretlerindeki ölümsüzlüklerini arttırmak.
hal böyle olunca sadeleştirilmiş anlamı olan ''ben burdaydım/i was there'' kullanımlarının ve tabi ki icraatlarının tek bir anlamı oluyor; kendi düzeniyle bir sanat eseri ya da tarih olan dünyada vandalistlik yapmak.

ee hepimiz bencil değil miyiz?
zaten iz bırakanlar da unutulmazmış değil mi?
oynatalım uuuurcuuum...

es ?

tatil zamanı olmasına rağmen tatile meyillenemiyor olmak sezaryen doğum yapan bir kadının bünyesinin doğumu sonlandıramaması gibi bir şey.
biliyor musun?

tımar

Enteresan görevlerim,enteresan ambargolarım ve enteresan protestolarım var. hepsi de doğrudan ya da dolaylı olarak 'ben'de son bulmakta.
anlamlandıramıyorum sebebini,insanlara ceza vermek için önce kendimi cezalandırıyorum.(şimdi düşündüm de belki böylece meşru kılıyorum,acılarını paylaşıyorum,suçumu hafifletiyorum) ya insanlarla uğraşmaktan korkuyorum ya da insanlarla uğraşmak için o kadar az çaba lazım ki bu yüzden ben yine mükemmeli yaratmak adına zoru seçiyorum ve tavrı feyz alıp kendimi tımar ediyorum. iğneyi başkasına,baltayı kendine saplayan bir merhametsizim. tımar fırçam normalden daha sert tellerden yapılmış, her biri iz bırakıyor ,kanatıyor hem de 'yaşadığımın kanıtı olmak adına(işte burda goo goo dolls/iris'ten'' yeah you bleed just to know you're alive'' kısmı yankılansın kafanızda.hayatımızda hayatımız için insanların bize dair planları var bunu biliyorum,hatta tanrının bizler için planları da var-mış ama ancak anlıyorum ki kendimizin de bünyelerimiz için planları varmış.

demişim yıllar önce.

potpuri 2

-ekmek ne kadar diye sorarak kendince gözünde büyüttüğü kişilerin aslında gözünde büyüttüğü kadar olmadığını kendine ispatlamaya çalışan bir mal biliyorum.

- yerçekimi yoruyor bazen kessem diyorum kollarımı

-arkadaşımla aylardır konuşmuyoruz, geliyor tatlım ben yatıyorum iyi sabahlar sana diyor.enteresan.

- you suck
i fuck
thats the story goes

- hayriye hanımın attığı tokatta hepimizin nefreti vardı

- şunu anladım ki ütü yapmanın sıkıcı olmadığı tek an dizi izleme anı

- |^^^^^^^^^^^^ || _____
|alayina gider___| ||'""|&quo t;"\________
| _____________ l | |__|__|_düd__|_( )
(@!)!(@)"" """** |(@) (@)****|(@)



oha.


- haşlanmış yumurta ayak kokusu ve sigara üçlemesi psikolojimde derin kesikler yarattı(otobüste)

- nutella sevdası ile alakalı olarak oral gelişim dönemiyla alaka kurmak istiyorum aslında

- tatile bir gideyim serdar ortaçta bile dans edicem

soru

nerde kalmalara en yakın noktada kalmıştık?

rapidshare ve kedi köpek mevzusu

bu dertten benim gibi mustarip olan var mı?
harflerin arasına saklanmış kediyi kuyruğundan tanımak için kasmanın ne kadar zor olduğunu acaba biliyor mu rapidshare insanları?
çok yakında ne türden sorularla ''captcha sistemi''denilen şeyi geliştirecekler bilmiyorum ama gerçekten sinir sahibi olmamız için çok yeterli bir şey şu yukarıdaki.
ek olarak rapidshare/kedi diyerek araştırdığımda şöyle çalışmalar çıktı ki onları da paylaşayım dedim.
buzcevherinin de toplama işlemi yapılan captcha sistemi vardı galiba.
ona da burdan selam olsun:)






şurda da bir arkadaş bu kedi köpek olayını halletmenin ipuçlarını sunmuş:)

potpuri

-diyarbakır karpuzlarından daha kaliteli ve vermli şekilde yayış yapıp sadece kafa kaşımak suretiyle tamahkar davranıp o anın anlamını bulabiliyorum

-küçükken uyurken başına bir şey düşen ve bu yüzden bayılan bir insanın öleceğine inanırdım çünkü uyku bende yarı ölüm demekti.
üzerine diğer bir yarı ölüm olan bayılma gelirse toplam 1 olurdu ve sen ölmüş olurdun

-özellikle kadınlar fanatik olmasın rica ediyorum,evet taraftar olabilirsiniz takip edebilirsiniz ama fanatizm boyutuna geçirip mahalle ağzı yaparak takımınızı savunmayın

- çok gereksiz insanlar üstlerine vazife olmaması gereken durumları büyük bir işgüzarlıkla vazife kabul edip kafa skiyor ya işte bu noktada aklıma mcdonalds sloganı geliyor ''işte bunu seviyorum!''

-kendime dair çok acı gerçeklerimi öğreniyorum

-aura renklerim sarı yeşil ve mavi
bu bağlamda dahiyim
yaratıcıyım
ortamın gözüne vuranım da
hani nerde?

-banyo yaptıktan sonra uyuduğumda kocaman saçlarım oluyor

-ev sahibidimiz saçlarını nuri alço sarısına boyatıyor

-son zamanlardaki en büyük zevkim gece yarısına doğru sokakta yürürken eylem/aman adlı parçayı dinlemek

-yoğurt yediğimde yanaklarım kızarıyor.

- kolu dirsekten 90 derece kırıp çantayı askıya asmışçasına koluna asıp o kolu hareket ettirmeden gezenler özel kursa mı gitmiş ?

-they just know,what they know,what they dont know,what is what.

sabaha kadar tekrarlayabilirim.

- bu bir zilmiş.

-yatağına tapınak derim cart curt
diyenler
geberin

-''sana bir daha ölmüş gibi bakmamak adına söz veremiyorum''(brandon'a selam)

- müdür bu buna konuş diyerek ayakbaşparmağını gözüme sokan bir abim var benim
geçmişte kalsa da bu tavrı hala daha etkisi altındayım

-kutu kelimesi görünce artık direk var mısın yok musun çağrışıyorum

-bu mükemmeliyetçilik ağzıma sıçıyor

-sabah şarkım queen/you dont fool me

adını vermek istemediğim bir arkadaşa girsin

-yeni moda katiller aramızda dolaşıyor demek(dobra dobradan çağrışım)

-raf'ın kapağındaki siktiriboktan tasarımı görünce anladım ki isim yapacaksın.
isim yapmazsan siktiriboktan yaptım oldu çizimlerin daha harikasıymışçasına ilgi göremez.

-extravaganza=denize işemek



evet bu ortaya karışıkta taylanovdan coşturmuş da olabilirim ama bilmiyorum.

Merkezi Isıtma Sistemleri (!)

Efendim 'merkezi ısıtma sistemleri' ile alakalı bilgi ararken anahtar kelimeler sağolsun beni şöyle bir sayfaya yönlendirdiler; ilkadım dergisinin konu ile alakalı olduğunu düşündüğüm yazısını okurken kendimden geçtim. Yani insanların tamamen farkında olmadan bilgi edindiğini düşünerek bunları okuduğunu düşünmek bile istemiyorum. Konu ile alakasız olarak 10 cümleden 9'u ancak bu kadar umarsızca Allah'a bağlanabilirdi galiba.
Üşenmeyin okuyun rica ederim olmadı istirham ederim.Ben bir kısmını alıntılıyorum;

''MERKEZİ ISITMA SİSTEMLERİ

Kâinattaki tüm olaylar, bir düzen içerisinde akıp gider. Her şey, Yüce Yaratıcı tarafından belli ölçülere bağlanmış; Kur’ân-ı Kerîm’in deyimiyle; “Her şey belli bir ölçü üzere” yaratılmıştır.

Fizikî olayların kanunları vardır; coğrafî olayların da. Coğrafî olaylar, belli disiplinlere bağlı olarak cereyan ederler. Isınan hava yükselir. Sıcak hava ile soğuk havanın yer değiştirmesinden rüzgârlar oluşur. Bu yer değiştirmelerin çapına göre, yeryüzünde, “Hava Akım Alanları” oluşmuş; bu akım alanlarının haritaları çıkarılmıştır. İşte bu hava akım alanlarının; çaplarına ve mevsimlere dağılımlarına göre, değişik yağış türleri ortaya çıkar: Orografik, konveksiyon ve cephe yağışları gibi.
...

Her odaya bir soba; emek, zaman enerji kaybı… İnsanlar, sonunda, kalorifer sistemlerini icat ettiler; “Merkezi Isıtma Sistemlerini” yani...

Mekânlara ve o mekânlarda yaşayan, üşüyen insanlara; yaşaması, ısınması, üremesi ve gelişmesi için gereken ısıyı bir merkezden ulaştırmak…

Kat kaloriferleri ile apartman daireleri, müstakil evler; apartman kaloriferleri ile apartmanlar; merkezi ısıtma sistemleri ile siteler, köyler; hatta şehirler ısıtılmaya başlandı; kimisi, kömürlü, kimisi fuel-oilli, kimisi jeo-termal, kimisi…

Isı kaynakları, aynı zamanda, ışık kaynağı da…

İnsanların, bedenen, ısıya ihtiyaçları olduğu gibi; rûhen de; hem ısıya, hem de ışığa ihtiyaçları var…

Allah, tüm kâinatın ısı ve ışık kaynağı; çünkü O: “en-Nûr”

Tüm peygamberler, Allah’tan aldıkları ısı ve ışıkla, ümmetlerini ısıttılar, ışıttılar…

“Oku!” emriyle başlayan Kur’ân mesajı; önce, Peygamberi ısıttı, ışıttı; Peygamber de sahabeyi… Mekke’de, Peygamberin Evi, “Ehl-i Beyt”in; Dârü’l-Erkâm ve ilk müslümanların evleri, ilk müslümanların ısınma ve ışıma merkezleri oldu.''

*Puntonun büyük olduğu yerler konu ile alakası olan sayılı noktalardandır.

itiraf

nedir biliyor musun hani hak edeni benken sırf embesil davranışları yüzünden kendimi ondan mahrum bırakmak zorunda olmam bir de üstüne onu haketmeyenlerin onunla olan temasına bu vasıta ile izin veriyor olmam çok koyuyor.

cat fight (!)

''it's only after you lost everything that you free to do anything''dedirtiyor chuck palahniuk tyler durden'a


şimdi bunu tecrübe edip olumlu bir sonuç almak üzere kasnak hadi olmadı gergef gibi gerilemelere gittim.


dönücem ama.

idrak,tespit,tasdik,sonuç,

bazen varlığımın en fuzuli şey olduğunu düşündüğüm ya da hayattaki yerimin aslında benim yerimi kapan bir başkasından kalan yer olduğunu sanıp isyan etmeye yaklaştığım anda daha da kötüsü olsa ne olurdu diye düşünüyorum.
Başkası boşalttığı için oturmak zorunda olduğuma inandığım bu yer aslında benim olan konuma oturma konusunda acele etmediğim için 'zorla' dayatılan bir yerdir. bunu tekrar tekrar hatırladığım anların genelinde hiç istemediğim bir salonda hiç istemediğim bir koltukta kendimi otururken bulsaydım ne yaaprdım? sorusu beliriyor aklımda.

-why?
-why? why? i dont know why.

titiyo/come along

time flies
make a statement
take a stand.

rob dougan/left me for dead

(al) benden (de) bu kadar.

duyuru

mimlerinizi gördüm ivedi şekilde arttırmayı planlıyorum.
az sonra
pek yakında.
tez vakitte.

gölgede sıcaklık

bazı bazı bu durakta iniyorum.
gölgede kalan benim.


fazlası çeşitlisi burda

talep

her şey bir şey ve tek şeydir, o da bildiğimiz noktadır.kendimizi kandırmayalım pollyanna bayiliği almışçasına.

yine de her şey bir şey ve tek şey olsa da hiçbir şey göründüğü gibi olmayacaktır.o zaman ne yapıyoruz?
seçici geçirgen olma konusunda özelleşesi beyinlerin istiaresine yatıyoruz

idrak-ekspres-

hayatımız aslında değmeyen insanlara verdiğimiz değerlere üzülürken bunun farkında olmamakla geçecek.
ne acı.

Bu da Constantinelisi.

David Bowie /Bring Me The Disco King(Live)

David Bowie /Bring Me The Disco King (Lohner Mix)

otomatik tamamlama

istirham(şu anki anlamıyla hem de);

otomatik tamamlamalarınızın ilkokuldaki resim derslerinde elinize verilen kartpostalın devamını en güzel şeylerle tamamlamalarla aynı olduğunu düşünerek algıda yanlış bir seçiciliğin kurbanı olmanıza yardım ve yataklık yapmasına izin vermeyin.

filip kokuğ

''lise son sınıftayken aramızda bir şeylerin olmasına ramak kalan bir erkek evladı vardı ve onun bir hırkası.
ben çok severdim o hırkayı ve daha sonra o hırkaya adını işleyerek bana vermişti.
çok saçma olmaya hızla gidiyor ama ben temiz kokan insanları çok severim ve onun da enteresan bir temiz kokusu vardı(anne faktörü) ve ne şanstır ki bana verdiği hırka da onun gibi kokuyordu.
bayağı bir süre o hırkanın başka kokular tarafından zaptedilmesini engellemek için bir sürü şey denedim sonra zamanla buharlaştı ve gitti.

ve evet hayatta en sevdiğim şey annenin yıkadığı çarşaf nevresim ve yastık kılıfı ile donanmış bir yatağa atlamak onu çılgınca koklamaktır.''

yansıtma

dolaylama

bir kelimeyle anlatabilmeye muktedirken bin kelimeyi kullanmak,onların dans etmesini sağlamak,ritmi yakalayamayanların da verilmek istenen mesajı kaçırmasına neden olmak oluyor.
şu an yaptığım gibi değil ama.şimdi sadece çok daha farklı şekillerde tariflemek istiyorum o kadar.
hani padişah, amcaya bir kaşık zeytinyağı vermiş ve bu kaşık ağzındayken yağı dökmeden sarayımı turla bakalım demiş sonrasında dökmeden gelen kişiye şurdaki şunu gördün mü?,şurdaki harikayı gördün mü? diye sorduğunda kaşığa dikkat eden kişinin her şeyi görmeyi kaçırdığını tespit ettirmiş ya aynen öyle.
ya anlamı yakalayacaksınız ya da cümlenin bütünlüğünü.
bu aralar çok sık yapıyorum bunu ,çünkü direk olarak anlatmak istemiyorum,endirek vuruş gibi olsun daha şaşırtıcı daha kamuflaj nedeni . Sadece yaşadıklarının çok koşan insanlarını ciğerlerini zorlaması gibi aklını ve kalbini zorladığını farkeden insanların görmesini istiyorum.ama bunu onlar bile anlamasın istiyorum bazen.
anlamasınlar ama hissetsinler,çağrışsınlar.
ne anlatmak istedim?
ne anlattım?
ne anlatmak istememişken anlatmış oldum?
ne anlatmak istemişken anlatmamış hatta anlatamamış oldum?

şimdi bilemiyorum mesela.
yukarıdaki görsele bakın,bakın ki benim elimden kaçanların sizlere sığınma taleplerini gözünüzden kaçırın.
kaçırın ki ben anlaşılmamak adına anlat-a-mamalarımın haklı gururuyla dolaylamalarıma devam edeyim.

amy winehouse/stronger than me

mim-iii

mim zincirine bugünlük son olmasını planladığım halkayı koymak üzere seri savma yazıma devam ediyorum.
şimdi siqtir.com ki siqtir yazışları ile içimden kendilerine küfür etme isteğimi kabartmıştır- adlı web-sitenin mimleme fırtınasından ben de Zehirli Örümcek vasıtasıyla bir pas almışım.
Buyuruyoruz;

-Dünyada en nefret ettiğin , hay a… dediğin, içinden hergün sövdüğün şeyler nedir?

*Bir şeyleri unutmak,bir konuda ısrarla hata yapmak kendime çok sık küfretmem için nedendir içten çok seri şekilde küfür edebiliyorum ve bir gün bunları farkında olmadan dile getirmişken kendimi bulmaktan korkmuyor değilim.
Evliya değiliz elbet,tespihlerimizle ya sabır çekerek ,ulvi bir sırra ermiş gibi gizemli gizemli gülümseyelim değil mi?

-Bu blog dünyasında sevmediğin, bu dallama da olmasa.. dediğin , hakkında kötü şeyler düşündüğün insan var mıdır? { ismi lazım değil. evet veya hayır.}

*Esasında diğer insanlarla pek ilgilenmiyorum ancak özgün içerik sahibi olmayanlar ananaslarını alıp gidebilirler evet.

-Çok küfür eder misin? Yeri geldiğinde Fak Diz Layf! Diyebilir misin, yoksa hepimizz kardeşiz.. bu kavga ne diye..mi?

*Derler ki tüm konuşulanlar gökkubede bir yerde toplanırmış,kıyamet geldiğinde tüm cümlelerimiz başımıza yağacakmış b bağlamda Fak diz Layf ile yeterince nasipleneceğiniz kelam var gibi görünüyor:)
Çok fazla küfür etmiyorum,yanında dile getirmek suretiyle küfür ettiğim sayılı insanlar vardır ve Taylanov bunlardan biridir.Küfür etmek zorunda hissettiğimde ise bir şekilde kelimeleri değiştiriyorum kendi lisanımda rahatlamış olup ,insanların beni nıt nıt nıtlamasına imkan vermeden huzuruma tam otomatik makinalarda el değmeden erişiyorum.

-Küfürlü bir blog gördüğünde ne yaparsın?Koş Kızz X , Küfür etmiş mi dersin ? Girmeye devam eder misin yoksa anneni mi söylersin ?

*Tabii ki anneme şikayet ediyorum.

-Bu soruları nasıl buldun ? Bu ne a.. ? Çok mu gereksiz.. tamam sus lan.

*Bu da böyle bir anımız oldu derken subliminal text kadrosundan def-i hacet mahsüllerini mancınıklarla şahsınıza yolluyorum.

teşekkürler etiğğğ

bu arada gerçekten fuck mak demek isteyenler için the departed/fucking short version



tekrar.

*kişi başına düşen fak diz life sayısı 1den fazla olduğunu inanıyorum bu bağlamda baraj duvarınız olmayı kendime borç biliyorum.
kiss kiss bang bang.
bir de



şimdi oldu keh keh:)

mim-ii

ve şimdi sıra Priss hanım kızımda ,öncelikle kendisine yollamam gerekeni tabletlere yazdığımı rötarın bu nedenle olduğunu belirtir ,gördüğü yerde monte edeceği kazığı yağlamasını naçizane önerir soteden de özürümü dilerim.
sonracıma mim olayına devam ediyorum;

*Değer verdiğim 3 ünlü hanımteyzeler kimler?

* Tori Amos:


bir insanın bakışlarından muzurluk ve sürprizlere alışın mesajı,sesinden huzur,davranışlarından da enerji nasıl yayılır ya da bunları senkronize olarak nasıl yapabilir ,artistik puanlamalarımızda en yüksek puanı nasıl alır ? sorularını sürekli sormama neden olan bir kadındır.
evet olmak isterdim.
diğispireğşığıstiğiningsss.

**Ella Fitzgerald

Kendisi hala bünyemde ne türden etkisi olduğunu kestiremediğim kadınlardan,kulağa damlatılan cıvanın ölüme sebebiyeti kadar belirsiz,sessiz ama ölümcül.

***Aslında üçüncü yok gibi ya da şu kafa ile hatırlayamıyorum,belki de hiç sıralamaya yeltenmedim ama yek olarak algılayıp;
Guerilla Girls demek istiyorum.Kadim arkadaşım Eris vasıtası ile hayatıma giren bu kadınlar ile alakalı olarak pek yakın zamanda elbette etraflıca yazılarım da olacak.


mimlemek için de

PuCCa
Kabak Meltemi
Tavlanov
Buzcevheri
ve
Ortega
kişilerini seçiyorum.

öpüyorum.

mim-i

Deli Profesör 90 sene önce Tavlanov arkadaşımı imlemiş o da bana seneler önce pas atmış ama ben yanıtlayamamıştım.
Şimdi tam anlamıyla geçmişe dönüp beni mimleyen sevgili arkadaşlarım için elimden geleni yapacağım vs vs.
haydarinna!
Evet zamanda yolculuk yapabilseydim eğer (2 kez) nerede ve ne amaçla bulunmak ister-mi(m)şim?
Başlayalım haydarinna!
-Osmanlı duraklama dönemleri(1579 – 1699)
-Ve tabii ki antik Mısır uygarlığında Akhenaton döneminde (M.Ö. 1379 -1362)

bitti.

plastik deformasyon

mew /special

büyükşehir çalışıyor.şahsıma özel parça bırakmıyorum ki toplu bilinç havuzunuzda bu şarkıya dair oluşan iyi niyetlere,mutluluklara,memnuniyetlere çörekleneyim.
kiss kiss bang bang.

artık yazabiliriz.
teşekkürler.

bassment/in my sleeping

bassment – in my sleeping...

evet alın dinleyin.seveceksiniz biliyorum

the ground beneath her feet

sürprizleri sevmem ama tesadüflerden keyif alırım.
tesadüfler daha çok bizim içindir.daha kabul edilesidir. sürpriz ise her şeyin uç noktada yaşandığı anları beraberinde getirir
müziği gerçekten çok seviyorum ve tabula rasa'mızın bizim için olan oralarda bir yerlerde kulağımızdan beynimize ,ruhumuza nufuz etmeyi bekleyen şarkıların toplamı olduğuna inanmaya başladım.
en ingilizcesiyle puzzle yani.
evet puzzleda en zor parçalardan bir tanesini daha bulmuş olmanın getirdiği o anlamsız mutluluğun özündeki anlamı aklımdan geçen altyazılara yüklüyorum ve sizin için hangi önemi taşıyan parçalardan biriyse bulmanız için sizinle paylaşıyorum.
3.02 diyorum bir de.

death proof /crush scene diyelim olsun bitsin

esasında üşenmesem de bulurmuşum ama bugüne denk geldi, death proof filmindeki bu kaza sahnesinden manyak mıyım neyim bilemedim ama çok keyif almıştım.keyiften öte bu derece doğrudan kişinin başına gelmesi muhtemel ölüm şekillerini göstermesini etkileyici buldum diyelim.
özellikle down in mexico eşliğinde kurt amcamıza kucak dansı yapan butterfly kızımızın ölümü içimi titretti.
ama ölümlerden enteresan bir zevk alırız ya öyle bir hissiyat içine girdim ben.gerçekleşme olasılığı insanı hayata daha da bağlıyor.
neyse efendim.
daha sonra da kurt amcamızın nasıl dayak yediğini paylaşırım sizinle,hep beraber içimizin yağları erir.

hasar tespit

*şiddetsiz bir hayalkırıklığı.


ya ya.

nut/nuit

Electric Six/Danger! Danger ! High Voltage !

özledim,dinleyeyim dedim ek olarak da paylaşıp işteşe dökeyim istedim.

idrak bilmem kaç

bazı durumlarda bazı insanları özlemek yasak olmalı.
olmadı düşündüğünü anladığın an aklın seni fiziken cezalandırsın.
çünkü o özlemelerin devamına göz yummak söylememen gerekenleri söylemek istemene neden olabilir.
bunu yapamayışının getirdiği tatminsizlik,durumun sürekli aklında olmasını sağlar ve sonra ise;
söylememen gerektiğini bildiğin için söylememediklerini söylemek istemediğin bir anda söylemişken bulabilirsin kendini.

idrak333

bir şeyi göremiyor olman onun olmadığı anlamına gelmeyebilir kimi zaman senin görmene engel teşkil eden bir faktör yaratılmıştır esasında.
sen de göremediğim yoktur diyerek geçici bir huzura erersin.ama sonra varlığına dair ispatlar geçerse eline bu huzur kandırılmışlık olarak hayatında tekrar boy gösterir.kandırılmışlık olarak hissetmen de mevz-u bahis şeyi görememene neden olan sen tabanlı şeyleri gör-e-memek istemendir.yani gerçek acıtır,gerçekleri gören gözler acıtır bu görünmezliğin sadece sana özel olduğunu anladığın an buna neden olanın sen olduğunu da anlarsan işte o zaman canın yanar ki bu da o geçici huzurun üçüncü halidir.

idrak 2

bir şeyleri kağıtlara yazmak bence onları gerçekten unutmak istemektir.Çünkü kağıtlara yazdıklarınızın sizin isteğiniz olmadan meydana çıkma olasılığı yoktur çünkü onların elleri ve kolları yoktur.İÇlerindeki onca anlam ,onca anı onları canlı da kılmaz.Yani biz beyinimizde yaşayan herhangi bir anahtar ile su yüzüne çıkan o anılardan ya da anlamlardan ,durumlardan kurtulabilmek ve aklın oyunlarından zarar görmemek için yazarız.Yani aklın yanılsamalarımızla beraber temcit pilavına döndürdüğü 'O'nları unutmamak için unuturuz.
Bu hep böyledir aklındakileri kağıda yazarsın ,düşüncelerini sağaltırsın böylece o aktardıklarını ne zaman okuman gerektiği haricinde hiçbir şekilde hatırlamazsın.Çünkü bir yere yedeklediğinin farkında olan beyninin senin tarafında olan kısmı unutmana yardımcı olur.
Unutmamak için yazmak kisvesi altında tercihen hatırlamak adına unutmaktır tam olarak yaptığımız.
Farkettim de her şeyin bizim için satır arasında yaşayan bir anlamı var.Galiba çok içten pazarlıklı insanlarız.

3 soru 1 net cevap

neden 0 denizciyle karşılaştık?
-etrafta öylesine çok su var-dı- ki ve öylesine az ada.

kısa bir süre sonra..


peki neden bu denizciyle karşılaştık?
-çünkü o hala etraftaki onca suyun yarattığı yanılsamadan pay alabileceğini sanıyor.

daha sonra..

tamam da neden bu denizci denizciymiş gibi hissettirmiyor?
-denizci ancak denizinde öyle hissedebilir ve elinden geleni yapabilir.ama o hala bunun farkında değil.
neyin?
-senin karanda deniziymişçesine davranıp zaferler kazanmaya çalışmasının ne derece eğreti durduğunun.

panto[mim]

Mimli başlıklar için artistik isim bulma çabamı bir kenara attıktan sonra T.İlhan arkadaşımızın bana pasladığı mim olayını layıkı ile nyerine getirmeye and içtim.
Evet sorulara geçiyoruz ışık hızıyla;

1. Yemek olsam ne yemeği olurdum?

2. Müzik aleti olsam ne olurdum?

3. Araba olsam ne olurdum?

4. Aylardan hangisi olurdum?

5. Ayakkabı olsam hangisi olurdum?

6. Kıyafet olsam ne olurdum?

7. Renk olsam ne olurdum?

8. Hayvan olsam ne olurdum?

9. Şu an okuduğum kitabın 137. sayfasında neler var?

anketlerin bağrından kopup gelen cevaplama isteğim ile bismillah diyerek başlıyorum;

1)Çok fazla ''ekmek yoksa pasta yiyoruz''cu bir cevap olacak ama ben kori soslu tavuk olmak isterdim böylece o tadı istemek yerine o tadın kendisi olup o zevke doymuş olurdum.

2)Müzik aleti olsam Opeth'in kullandığı akustik gitar olmak isterdim,dünyada büyü denen bir şey varsa bunu müzikle yaptığına inandığım sınırlı sayıdaki gurp ya da kişilerden biri olan Opeth'İn elinde daha da anlamlanmak için.(burdan toni braxton gibi '' I wish that I was in your arms Like that spanish guitar'' demiş gibi hissettim ama neyse)

3)Araba olsam 1964 chevrolet olmak isterdim ya da Saab herhangi bir model.

4)Aylardan yine yine yine Eylül olmak isterdim.

5)Ayakkabı olsam Nike Mach Runner olmak isterdim.Bana göre bundan daha rahat bir ayakkabı asla olamayacak çünkü.

6)Kıyafet olsam çok kalite ve şık görünümlü eşofman olmak isterdim.

7)Renk olsam beyaz olmak isterdim temizlik ve saflığı temsil ediyor çünkü hatta elimde olsa dünya barışını sağlmak isterdim ahahahaha,neyse renk olsam erik yeşili olmak isterdim.Öyle bir renk bilmiyorum hayatımda,hastasıyım.

8)Hayvan olsam Lama olurdum.

9)Gecenin Sonuna Yolculuk'u okuyorum Louis-Ferdinand Céline'den. ''İnsan asla yeterince ürkek olamıyor'' diyerek kendisinin haberi olmadan insanların kendisine dair kurduğu komplo teorilerinden nasiplendiği ve huzura erdiği anı anlatmakta.OKUYUNUZ


VE mim olayına gelelim bu sefer de
Özgürizm'e ve ArielOrtega'ya pas atıyorum.Diğer arkadaşlarımın mim konusundan haz etmediğini bir şekilde biliyorum,konseptleri dışında zaten bu mevzuu.
Gerçi Ortega'nın bu mim'i yaptığını biliyorum ama olsun affetmem hahayt.


-anne bitti.


teşekkürlerimi sunarım ve öperim.

veresiye defteri

bu fotoğrafa her baktığımda aklımda opeth/ending credits çalıyor.sanki bir şeylerin hesabını tutuyormuşum ve nihayete erdirmem gerekiyormuş gibi.
bir de ben veresiye defteri adını hiç sevmedim,bana hep amiyane gelmişti ama şimdi baktığında insanların kredilerinin tükendiği anların yazıldığı bir defter olsa olsa veresiye defteridir.benim hayatımdan aldıkları zaman ve mutlulukları not alıp veresiye olabilecek olan miktar aşıldığında üstlerini o çok sevdiğim kalemimle çizdiğim defter.
şarkıların ya da fotoğrafların kaderlerdeki kesikleri oluşturabileceğini ya da sonradan düşünüldüğünde demek ki ondanmış çıkarımı yapmama neden olabileceğini ki bundan hiçbir zaman haz etmedim, kim bilebilirmiş.

*8 parmağım yok.

sabretmek hazır olan iyi niyetten yemektir.
koşulsuz ve karşılıksız sabreden zaten evliyadır benim gözümde bu yüzden o kısımla ilgilenmiyorum bile.
iyi niyetiniz tükenene kadar yani sabır konusunda zirveyi zorlayana kadar neden olan kişi ya da şeyin hayatınızdan çıkması sizin ve tabi ki onun hayrınadır.

im nin'alu

anlatmak istediğiniz durum, cümlelerinizin içinde 'merhaba ben buradayım' diyerek size ya da okuyan herhangi bir kişiye el sallıyorsa gerçekten profesyonel düşünemiyorsunuzdur,üzerine bir de insanların kehanette bulunmasına ramak kalmadan tarafınızdan tasdiklenmiş olan durumunuzun anlatımını okuyup,istedikleri noktadan başlayarak sizinle alakadar olmasını istiyorsunuzdur.

yani bana sorsan ben tabi ki hayır derim ama günlerdir yazdıklarımın içinde bu kadar sıyrılan şeyler varsa çok fena gazım var demektir.
o zaman ne yapıyoruz?


im nin'alu
im nin'aaalu



hadi bakalım.

tam olarak ne söylemek istiyorsun?

anlaşılmayı umarak, anlatabileceğin kadar anlatabilmekten daha zor olan bir şey varsa o da anlaşılmamanın beraberinde getirdiği bağışlanma beklentisini satırların arasında eşit olarak dağıtabilemektir.
Bu bir başarı değildir,olması gereken,içinde,beraberinde olandır.Eğer gerçekten satırlara eşit miktarda anlam dağıtmaya çalışıyorsak ya görmeyi bilen gözlerin bu eğretiliği ve sahtekarlığı görmesini içten içe kendimize itiraf etmeden istiyoruzdur ya da gerçekten bağışlanmayı gerektirecek hiçbir şey yapmamışızdır.
Sadece bize yaptığımız sandırılmıştır.

Benefit /Sex Sells

şöyle hep beraber geçmişe yollanalım falan filan diyerek kotardığımı düşünün.BU şarkıdaki sosyal mesajdan hazetmiyorum esasında.Yani bu şarkı ve bu yorum daha başka anlamlar barındırmalı o yüzden sözleri anlamamaya çalışarak dinliyorum ben diyeyim aşk acısına ilaç bir şarkı oluyor siz deyin mgk'nın kapanmasına tepki gösteren parça oluyor.

indirmek isteyen olursa eğer Benefit/Sex Sells burayı tıklayın

moleskine

uzuvlara giren içi anlam dolu moleskine defter açılmaz,açılması gereken zaman da asla gelmez.

rötarlı idrak

I was thinking what I'd say
For I found out when you left me
It's the something I think everyday
That I long for to tell the story

I was wondering my love
Our love is something special
Here I found you could stay
Today isn't the same

As if you said nothing
Nothing at all
As if you said nothing

All the time you knew
I tried to be good
To do the right things
You can help me find my way

Je repense à ce que je te disais,
( i think again at what I said to you )
Ce moment où tu m'as quitté,
( this moment where you left me )
Ca n'est pas quelque chose auquelle je pense chaque jour
( it's not something I'm thinking everyday )
Je voudrais te dire mon histoire
( I would like to say my story to you )

As if you said nothing
Nothing at all
As if you said nothing
Nothing at all
As if you said nothing
Nothing at all
As if you said nothing
Nothing at all
As if you said nothing
Nothing at all
As if you said...



*büyük punto ile yazdığım kısım fransızcasını anlamadığım halde çok daha farklı boyutta yamultan kısımdı,sözlerine eriştiğimde anladım ki duyguların yabancı dili yokmuş,söylenmek isteneni bildiğin şıp diye anlıyormuş.
tebrik ettim kendimi.

ve yine teşekkürler brandon.


o değil de şarkıların bazı bazı kaderiniz olduğunu farkettiniz mi hiç? öyle hisseden oldu mu ya da?
hatta mutfakta biri mi var?

Full Metal Alchemist/ To the Other Side of the Door

bu da fma kapanışlarından.bazen sırf bu parça çalsın diye buruk bir şekilde bitsin bile istedim.Japon 3 kızın normal görünmeye çalıştıkları klipleri de var bu parça için ama ben FMA kareleri ile görmeyi daha bir tercih ediyorum.
İzlemeyen varsa da izlesin FMA'yı.
O kaddarrrr

bu kadar dışavurum bile çıplak bir şekilde sokakta yürümüşüm hissi yarattı bende.

birisi kodlarımla oynamış olmalı.

artık ajanda

burda çok şey yazıyordu ama olduğumun dışında davranamadım hiç, bu beni mutlu edebilme potansiyelinde olsa da,rahatlatmayı kendine bir borç bilse de.
o yüzden okuyan kimse burda sadece çok fazla şey yazılı olduğunu bilsin.
hatta ben de her baktığımda olmuş olanın aksine yeterince boşluk ve yazılmışların izini göreyim.bu daha iyi.
yani bir nevi vandalistlerin yaptığı gibi ben de burdaki tarihe,tarihi eserime onu mahvetmek pahasına I WAS HERE ya da PUDRA WAS HERE yazıyorum.Olmadı türkçe de davranırız;

''Ben tüm söylemem gereken ama söylemem gerektiğine inandıklarımın izini burda bırakıyorum böylece sadece görmek isteyen gözlerimle bakmayı kabul ettiğim zaman görebileceğim kelimelerim oluyor.işine geleni görmeye sevdalı gözlerimin hayatının bir anında günde 2 defa doğruyu gösteren yanlış saat misali bana faydalı olmasını umuyorum yani.''

eureka

nuit says:
ben çok da hüzünlü bir insan değilim aslında
nuit says:
yani bunlar aslında şehirlerin özünde olanı tespitim ya da tasdikim ama ne bileyim
nuit says:
bazen de bu kadar manalı oluşlarını sorgulamak yorucu geliyor
x says:
xxxxxxxxx
nuit says:
evet bundan nefret ediyorum
nuit says:
yani sonrasında alışıyor insan
nuit says:
her şeyi anlamlandırıyor
nuit says:
hatta şeyde anlam arıyor
x says:
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

nuit says:
çok da öyle değil ama
nuit says:
mesela ben lisede edebiyat derslerinde hep metinde anlatılmak isteneni bulma konusunda en farklı cevabı verendim
nuit says:
bazı bazı da en uzak anlamı bulan olurdum
nuit says:
yani buna alışınca saçma olanda bile mantıklı bir şey aramaya çalışıp yoruluyorsun
nuit says:
her halta anlam verip kimisinin haketmediği önemi ona bahşediyorsun
nuit says:
zamanını ve beynini veriyorsun
nuit says:
bu noktada uygulamada olmasa da düşünsel anlamda her şeyin bir manası vardır diyerek onu beyninde anlamlı kılarak bir şekilde pollyannacılık yapıyorsun
nuit says:
halbuki hayır, bu çok anlamsız
x says:
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
nuit says:
büyük bir lüks ya
nuit says:
bir insanın zamanını çalmak çok büyük suçmuş
nuit says:
maddi bir karşılığı bile yokmuş
nuit says:
ama sen bunu kendine yapıyorsun hem de bilerek isteyerek
x says:
haklısın...



durumumu tam anlamıyla tarifleyebildiğim an bu andır.
and i hope you feel the same diye otomatik tamamladı benim beyin neyse.

Varan-çoktan- oldu 3

*

yeni yıl abasının altında sakladığı voyvoda kazığının benim varlığımla mükemmel uyumunu sağlamak için çalışmalarına yeni yıla girmeme 1 saat kalmışken başlamıştı.
Bu kadar prensip sahibi bir yıl daha görmediğimi belirtmeliyim.
Garanti edebileceğim bir şey o da gerçekten abartmadığımdır.
İşin kötüsü benim hayatımın her anında her durumda yağsız kazık tercih ettiğimi iyi bildiği için müşteri memnuniyetini de esas tutuyor.
Eee, Büyükşehir çalışmasa da hayat tam gaz çalışıyor.
Teşekkürler ,teşekkürler



*yani bu görsel biraz alakasız ama maksat kazık dendiğinde akla geleni perçinlemek.